Merhaba;

Efendim uzun zamandır spor yazısı yazmıyorum. Spor deyince curling ya da eskrim gibi branşlardan değil, çoğunlukla ve milletçe futboldan bahsediyoruz. Ülkemizde ismi haricinde süper kelimesi ile ilgisi olmayan bir lige sahibiz. Primera Lig, La Liga, Bundesliga, Serie A gibi parıltılı isimlere sahip Avrupa liglerine öykünen ligimiz yönetimi kendine bir isim bulmuş. Oysaki önceden Türkiye 1. futbol ligi adı ile ifade ediliyordu. 2.lig,ve 3. lig yine ona keza.Süper! Ligimize 1. lig dediğimiz yıllarda 2. Lig önceleri Kırmızı ve beyaz isimleri alan iki gruptan oluşurdu. Grup liderleri direk 1. lige çıkar, her iki grubun 2. ve 3. leri play off denilen elemeyi oynar ve bir takım daha 1. lige yükselirdi. Sonra Süper! Lig oldu adı ve 2. lig birden PTT 1.lig oluverdi. Artık ilk 2 direk yükselirken 3,4,5,6 play off oynuyor.

İşte bu Süper! Ligde geçen yıl şampiyon olan bir takımın Karadenizli bir yöneticisi sürekli ekranlara çıkıp sızlanan, zaman zaman da “elimde kayıtlar var” kıvamında üstü kapalı hakemleri ve MHK'nu tehdit eden beyanları sallayan bir meczup görüntüsü çizmişti. Şeklen belki tuhaf görünüyordu ama strateji işe yaramış, bu yöneticinin takımı şampiyon olmuştu. Sezon sonuna doğru,” bizi doğruyorlar, devletin takımını, belediyenin takımını şampiyon yapacaklar” şeklindeki ağlaması da bu sezona dair ilham kaynağı olmuştu. Bu kesinlikle ciddiye alınmayan, ama yönetici kılığına girdiğinde bu tür operasyonları başarıyla yöneten, böylece pis işleri kimsenin dikkatini çekmezken,başkalarını işaret eden hatta onları antipatikleştiren bir kurnazın marifetleriydi.Düşünün o kadar önemsiz,o kadar ciddiye alınmayan bir isim ki; “Elimde kayıtlar var” sözü düpedüz yalan olduğu halde kimse üzerine gitmiyor,iddianı ispat et demiyor.Adamın söylemlerini dinleyen herkeste “ yeteneksiz bir stand up adayının” bir şöhret yarışmasındaki gülünç tavırları haricinde bir iz kalmıyor. Adeta her şey sıradanlığın içindeki bir komedyenin basit bile olmayan esprileriymiş gibi duruyor. Aslında yaptıkları ve bu yaptıkları ile gizlediği şeyleri cemiyet fark ettiğinde çok geç oluyor. Fark edildiğinde ise adamımız yine hiçbir şeyden anlamayan,saf,temiz,kafasında gönlünde kötülük olmayan o Karadeniz insanı görüntüsüne geçiveriyor.

Şimdi bunların aynısını tekrarlayarak bu ayak oyunundan sonuç almayı uman bir takım daha var. Onun hedefi de aynı. O da yine işte “devletin takımı, bakanın takımı” diye isimler verilen takımın şampiyon yapılacağı, kendilerinin doğrandığı şeklindeki şikayetlerle yavaş yavaş peşreve çıkmış durumda. Yalnız bu işte acemi oldukları için her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırma ihtimalleri var. Öyle ki; hakemin rakibini doğradığı müsabakanın ardından tüm Ülke gerçeği görmüşken, maç hakkında konuşurken hiç “hakem konusuna girmemesi gerektiğini bile bilmeyen bir başkan var. Hakem marifeti ile kazanınca “çok iyi oynadık, böyle adil yönetimler olursa her maçı kazanırız” açıklaması yaparsan; hakem kararlarından şikayet ettiğin maç sonlarında seni dinlerler,ama “hadi leeen” kıvamında dinlerler sayın başkan.

Şimdi bu konunun kompedanı bir camia ile çokça yarışıp gelişme zamanı. Öyle bir anda ben oldum, MHK'nu da yönetirim, Federasyonu da dersen, hakem konusunda isyan edersem gereği hemen yapılır zannedersen, hiçbir işe yaramadığı gibi ters te tepen aptalca toplantılar yaparsan bu işin şeyi olan rakibin seni suya götürür, susuz getirir. Geldiğinizde de o Süper! Lig denilen şeyin bir sezonu daha geçmiş olur. İkinci yarı başından beri olup biteni şöyle bir irdeleyin.Çok geride kalmış,santraforu sakat,stoperi sakat,kadrosu yaşlı denilen,bu yıl bir şey olmaz denilen operasyoncu takım geldi, uçuyor, kaçıyor, yıldızlar topluluğu, futbolun efendisi, şiir gibi oynuyor güzellemeleri yapılan “çaylak” operasyoncuyu geçiverdi. Daha da geçilmez artık. Yukarıyı bilmem ama bu Süper! Lig şeyi bittiğinde kaşar operasyoncu taze operasyoncunun üstündeki basamakta olacak. Rakibiniz doğranınca “rakibin 3 penaltısı verilmedi ama maçın hakimi bizdik, sabaha kadar oynansa yine biz kazanırdık” şeklindeki felsefeniz, çok iyi oynayıp bir puan bile alamadığınız “devlet takımı” maçında ölmüştür umarım. İyi oynayana 3 puan vermiyorlar. Futbolu değil oyunu iyi oynayacaksın ki kazanan sen ol. Ve oynadığın sahnede her yıl kapalı gişe aynı oyunu oynayan ve Oscarı alan bir karakter oyuncusu varken senin işin çok zor zengin çocuğu.

Afiyet Olsun.