Varoluşçu felsefeye ve psikoloji kuramına göre sağlıklı olmanın temel ölçüsü ”otantikliktir”. ”Doğal olacaksın” arkadaş diyor Irvin Yalom. Makyajlı güzelliğin de, yapmacık hareketlerin de, şişirilmiş ekonomik verilerin de değerlendirildiği bir mahkeme var: Vicdan.

Kimi kaç kere aldatabileceksin? Çekirge kaç defa sıçrar?

Ekonomik verileri, olandan başka düzenleyip, sonra adına “bilimsel veri” diye sunulan TÜİK rakamlarının gerçekleri yansıtmadığını bilmeyen yok. Gerçekler; pazarlarda, sokaklarda, cüzdanlarda, intihar sonrasında kılınan cenaze namazlarında yatıyor. Hakikatler; üniversite mezunu işsiz gençlerin ailelerinin yüzlerine bakmaya utanan yüzlerinde ve kırılmış umutlarında saklı. Ekranlarda ise pembe panjurlu evimizi nasıl dekore edelim, avizesi nasıl olsun?

“Alis harikalar diyarında”.

Doğallık dedi ya Irvin Yalom, biz makyajlı güzellik özlemine devam ediyoruz.

Özdemir Asaf'a kulak verelim: ”Açlık insanı öldüren, partileri yaşatan bir olaydır”. Bu sözün her siyasetçilerin masasının üzerinde durması gerekir, en önemlisi de vicdanlarında. Duamız olsun; umut fakirin ekmeği olmasın.

Siyaseti; insanları açlığa mahkum edip, insanların açlığı üzerinden kendi açlıklarını gidermeye çalışanların boyunduruğundan kurtarmalıyız.

Sonra biz hangi gemideyiz? Nereye gidiyoruz? Eğer aynı gemide isek; bazı kamaralardan neden nefis yemek kokularıyla beraber sevinç çığlıkları geliyor da bazılarından yanık ekmek kokusu ve feryatlar yükseliyor?

Herkesin küçüklüğünden itibaren duyduğu, bildiği, o meşhur peygamber hadisini bu gemide telaffuz etmeye kim cesaret edebilir ?

Kendisini yakanların, asanların, zehirleyenlerin,atanların sayısının gün geçtikçe arttığı dönemlerden geçiyoruz.

Bu cümleyi, doğu dünyasın ilk sosyoloğu olan İbn-i Haldun'un bir cümlesinin iyi anlaşılması için kurdum. Diyorki Mukaddime'nin sahibi: ”kıtlık zamanlarında insanı öldüren şey açlık değil; fazlaca alıştıkları tokluktur”. Bu gün hak etmedikleri halde yalancı sevgilerinin, sempatilerinin, desteklerinin rüşveti sayılabilecek bir takım imkanlarla donatılmış insanların yarın ne yaşayacaklarını bilemeyiz. Bu gün yeşil Türkler, hayatlarına son verenler için; ”şov yapıyorlar, Afrika'da insanlar neden intihar etmiyor” diyebiliyorsa taş kesilmiş bir vicdanın, görmeyen bir gözün, duymayan bir kulağın sahipleri olduklarını bilsinler .“İnsan iddiasından vurulur” der ya İsmet Özel. Kimsenin, yarın da ballı kaymak yiyeceğinin garantisi yok. Dünyanın hiçbir yerinde insan, ömrünü sadece gündüzün ya da gecenin altında geçirmiyor.

Unutulmasın;

“Gün doğumludur, bugün yarınlıdır, gün akşamlıdır”

(E.Mumcu)