Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam10
Toplam Ziyaret781168
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
Vatan Haini
20/07/2016
Merhaba;
Ülkemiz çok büyük bir tehlike atlattı. Hepimize geçmiş olsun. Türkiye Cumhuriyeti ordusu içindeki hainler ülkemizin meclisini, yani halkın meclisini bombaladıkları an zaten bu işin olmayacağı belli olmuştu. Orduda üst komuta seviyesindeki hainlerin çevrelerine toplanan birkaç şerefsiz ve kandırılmış Mehmetçiklerle organize etmeye çalıştığı şey bu milletin kararlılığı sayesinde engellendi. Düşünün bu ülkede 32 yıldır süren bir PKK terörü var. Öncelikle onun üzerine yoğunlaşması gereken bu askerler, tam tersine memleketi bölmeye çalıştılar. Çünkü bu hainlerin terörle de iş birliği yaptığından zaten emindik. 12 Eylül 1980 darbesini yaşamış birisi olarak, eğer bu hainler amacına ulaşsaydı neler olurdu diye düşünürken korktum. Çok korktum. Ama darbe oldu diye bana haber veren arkadaşımla telefonda konuşurken, eğer darbe olsa telefonla görüşemezdim diye aklımdan geçirdim. Ve o an bunun aptalca bir girişim olduğunu anladım. Etrafımdaki insanları ve sosyal paylaşım listemdeki isimleri incelediğimde maalesef bu darbeye sevinenler olduğunu gördüm. Yüzsüzce, şerefsizce haince bu darbeyi destekleyenler gördüm. Fakat bunlar en azından “darbe olup olmayacağı belli olsun da sonra ortaya çıkarım” diyen solucanlara göre daha yürekliydiler. Bir de her şeyin tiyatro olduğunu iddia edenler vardı ki; onlara geri zekalı demek “zeka” kelimesine haksızlık etmek olur. Bunca insan ölecek, emekli olup rahat edecekken ömrü kodeste son bulacak birçok asker işin içine girmiş. Tanklar yollarda insanları ezmiş. Meclis bombalanmış. Uçaklar ve helikopterler halka ateş açmış. Halk sokaklara çıkmış, tankın önüne yatmış. Genelkurmay başkanı derdest edilmiş. Darbeci tuğgenerallerden ikisi ölmüş. Bazıları Yunanistan'a kaçmış. Çoğu yakalanmış. Birçok insan hastanelik olmuş. Bu insan müsveddeleri buna oyun diyor. Oyunun sebebi RTE'nin daha da güçlenip başkanlık sistemini getirmek istemesiymiş. Sizin hipotalamusunuzu almak için kafatasınızı açsalar büyük ve sonsuz bir boşlukla karşılaşılacağı kesin. Kafatasınızın içinde duyduğunuz o uğultu boşluğun içinde sessizliğin ve hiçliğin yankısıdır. O kafayı boşuna taşımayın bence.
Bir de o gece okunan Sala ve Fetih duasından rahatsız olan çok bilmişler var. Bu konuda rahatsız olabilirsiniz. Anlarım. Ama böyle bir zamanda böyle hassas bir anda, böyle birlik ve beraberlik gerektiren bir anda, bu rahatsızlığı beyan etmeseniz olmaz mı? Çünkü halkın genelinin bu konudaki hassasiyeti bilinirken ve birde ülke tehlikedeyken keşke bu rahatsızlığı seslendirmeseydiniz. Neticede Laiklik ilkesine göre bunu yapmak hakkınız. Herkes laiklik sayesinde din ve vicdan hürriyetine sahiptir. Ama bu hürriyet her hürriyette olduğu gibi başkasının hürriyetinin başladığı yerde biter. Rahatsız olma hakkın var. Ama bu rahatsızlığı diğerinin değerine sataşarak gösterme hakkın yok. Bunların karşılıklı anlayışla aşılabilmesi için, tarafların birbirlerine saygılı olmayı öğrenmesi gerekir.
Ezan konusundan yola çıkarsak ezan sesi ile ilgili benim de rahatsızlıklarım vardı. Ki hala var. Bazı hevesliler; görevliler tarafından engellenmediği için korkunç bir ses, iğrenç bir makam ve kulaklarınızı kapattıran bir yorumla ezan okuyorlar. Heveslerinin %1 seslerine ya da yoruma yansısa çok güzel olacak ama yok. Durum benim ki gibi makam ve usul olmayıp direk ezanın okunmasına yönelik olursa; işte o saygısızlık olur. Ve Laiklerin bilmesi gerekir ki o gece insanları sokağa toplayan, bir araya getiren Cumhurbaşkanının çağrısının karşılık bulmasını ve milletin ayaklanmasını sağlayan şey LAİKLİK değildir. O karşı çıktığınız SALA'dır. Camilerden yükselen FETİH duasıdır. Rahatsız olup “susturmak istediğiniz” camilerin sesidir, yani halkın sesidir. Yani LAİKLİK yanlıları o gece evde oturmayı ve para çekmeyi ve de evlerine erzak almayı düşündüler. Çünkü onlara göre LAİKLİK dindar Cumhurbaşkanı ve camilerden yapılan çağrılara cevap vermemektir. Ordu göreve diye viyaklayanlar bunlar olduğu için ne demokrasinin, ne de vatanın kıymetini bilmezler. Bunlardan bir tanesi o akşam sosyal hesabında; “camiler siyaset yeri değil dini mekanlardır, çağrılara kulak asmayın, evinizden çıkmayın gaza gelmeyin” diye yestehlemiş. Kendisini uyaran birkaç kişiyi de cahillikle suçlamış. Behey cahil; Ne siyaseti? Ülke elden gidiyor. Camiler onun için sesleniyor. Gerçi senin gibi vatansızların, ülke sevgisi anlamında duygu eksikliği olduğu için bunu anlamanı kimse beklemiyor. Sevgi ot böcek, hümanizm içeren yazılar ve kendini kültürlü insanları cahil olarak niteleyen bu şahsiyetin sosyal hesabındaki memleketi kısmına bakarsanız neden vatansız dediğimi anlarsınız. Şimdi kendi bioritmindeki dalgalanmalara göre insanları, kötü acımasız cahil ve sanki içini bilircesine içindeki çocuk ve “sevgisiz” algoritmalarıyla suçlarken; insanlara “sokağa çıkmayın” dediğinde DARBECİ zihniyete hizmet eden, Cumhurbaşkanının çağrısına ters çağrılar yapan bir HAİN olduğu aklına gelmiyor mu acaba. Akıl mı dedim? Pardon aklı olsa kendisinden farklı düşünceleri anlamaya çalışırdı. O şahsın bir HAİN ve DARBE yanlısı olduğunu buraya yazıyorum. Daha da sert yazayım: Sokağa çıkmayın, evinizde oturun, diyerek milletin iradesine ve başkomutanın çağrısına karşı çıkmaya çalışan her birey Vatan Hainidir, DARBECİDİR.
Afiyet Olsun.



2311 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı