Kamyonumuzu çok sevdik ailecek. Altmış model bedford kamyonumuz. 33 AY 772 plakası. Burunsuz gri renkli şoför mahalli kupası. İç tavan döşemesi fıstık yeşili.. şöför mahallinin içerisinde tam ortadaki motor kapağı fıstık yeşili döşemeli. Yolculuklarımızda benim makam koltuğum motor kapağı.. iki yanım babam annem.. solum babam, sağım annem ebe sobe.. kamyonumuzun kasası solgun pembe aralarına atılmış fıstık yeşili renkli.

            Benden altı yaş büyük olan kamyonumuz beş kardeş okuttu babamla annemle. İki doktor, bir iktisatçı, bir orman mühendisi, birde gıda mühendisi yetiştirdi bu kamyon.

            Her derdimize koştu kamyonumuz. Hiç olmazlanmadı yaz kış. Biz kamyonumuzu çok seviyorduk sevmeye.. ama kamyonumuzda bizi çok sever, sarar sarmalardı her birimizi..

            19 haziran 1997 de kaybettik babamı. Haziran 1997 de kaybetti Mut gariban Tunca abisini. Rahmet diliyorum canım babama.

            Babamın nasihatı şu olmuştu birlikte sohbet ettiğimiz bir anda. Şöyle deyiverdi bana. Babacım elimde avucumda olan tek varlığım bu yaşlı kamyon. Ben ölünce kamyonumu beni gömdüğüz yerden görebileceğim bir yere getirip koyun. Kimse binmesin. Kimsenin olmasın kamyon dedi. Kamyon benim dedim babama... sen kendine başka kamyon al dedi..

            Nasihatı dedim ya.. bu nasihat babam vefaat edince vasiyete dönüştü. Kamyonu Mut belediyesinin hizmet binasının orda bir noktaya.. babamın kamyonunu, kamyonun babamın göreceği şekilde getirip koyduk. Yıllar içerisinde kayboldu ordan kamyonumuz. Muhtemelki hurdaya sattı birileri. Çok üzüldüm kamyonumuz kaybolunca. Her kabristan ziyaretimde babamla sohbet ederken göz ucum kamyonumuzda olurdu. Kamyonumuz kaybolunca babamın bana sitem ettiğini hissettim. Çok üzüldüm. Hatırladıkça üzülürüm.

            Kamyonumuzdan bana kalan tek şey.. yukarda yazdığım çalışma şekli ve kendine münhasır sesi. Gerçekten de öyleydi. Yüzlerce kamyon sesinin içerisinden Tunca’nın kamyonu sesiyle kendini belli ederdi..

            Gıygıy.. gıyyyy.. garrin garrrinnn.. garraahooonnn.. garrahoonn.. garraaahoooonnn.. garron garron garrooonn..

            Çınaraltının ordaki öğretmen sendikasına sık giderdim boş zamanımda. Çay sohbet.. oyunlara burun sokmak.. bazen de oyun oynamak büyük zevk.  Öğretmenlerimizden özür diliyorum. Sendikaya girer girmez sendika çalışanı Ahmet’e bağırırdım.. Ahmet sefiğirek üç öğretmen yolla şo boş masaya.. taşı da getir hemen.. şunların ifadelerini alıvereyim. Sonrası şamata gırla.. genelde yıkılan ben.. ama hiç yıkıldım demem kimseye.. gülmeceler özüme kâr.

            Gene bir gün akşam üzeri uğrayıverdim sendikaya.. üç bacanak aynı masada oturmuşlar.. taş önlerinde dizili.. dördüncüyü bekliyorlar oyuna.. ahanda geldi bizim çay ağacı dedi ali abim.. çağırdı beni keyifle.. ali abim.. Hamdi abim.. halis abim.. üç bacanak.. rahmet diliyorum Ali ve Hamdi abime... uzun ve sağlıklı ömür diliyorum halis abime..

            Oturdum masadaki boş oyuncu koltuğuna. Rakı içmeye gidecektim Karaekşiye... sizi gördüğüm iyi oldu.. sizi şöyle birer tur ütüvereyim de keyifle içeyim rakımı Karaekşide.. dedim.  Üç bacananak daha kafadan gardlarını aldılar bana..

            Ali abim.. oğlum üç bacanağın arasına oturdun.. biz seni yeriz dedi.. bastım kahkahayı.. işimi kolaylaştırıyor üçünüzün bacanak olması dedim.. siz daha malları üleşemeyiksinizdir.. aranızda gizli gizli husumet vardır.. ben sizi kolay yerim buna sebep dedim.. hem önce seni yıkayım ali abi.. ikinci halis abimi yıkayım.. üçüncü oyunda bana iyice bileğilenmiş olacaksınız.. onun için son Hamdi abimi yıkayım.. onun yıkılağı hep yakın zati dedim.. güle oynaya başladık oyuna. .

            Hamdi abim benim üzerimde oturuyor. Bana taş atan o.. daha doğrusu beni taşlamaya çalışan o. Üç bacanak hemfikir o gün.. güle oynaya beni yıkacaklar.. sonrasında güle oynaya Karaekşiye gidilecek. Rakı içilecek.. sohbet ballandırılacak.

            İlk oyun ali abimi.. ikinci oyun halis abimi yıktım dediğim gibi.. sarkıttım malağını rahmetli ali abimin.. sinirle sırf balsın diyor bana.. kızarak Hamdi abime iyi taşla şunu bacanak diyor. Hamdi abim beni daha sıkı taşlıyor. Kırmızı yedi atıyorum.. peşim sıra kırmızı yedi atıyor bana.. devamlı beni taşladığı için onun durumuda iyi değil.. benim durumda iyi değil pek.. arada üleşemediğiniz malları bir sayın deyip ortaya fırrık veriyorum. Gülüyoruz.. oyunun bitmesine iki el var.. iki oyunda da açmam lazım.. becerebilirsem Hamdi abim yıkılacak.. elim kara onluya biter vaziyete geldi.. kara on çekmem lazım.. Hamdi abi kara on lazım at da biteyim diyorum.. olur gelirse atacam diyor. Tam o ara taşı çektiki kara on çektiği.. yüzüme baktı gülerek.. atmadı kara onu.. senin sağın solun belli olmaz gadaşım bitiverin filan dedi kara onu atarsam.. biterim dedim.. taşı bende çektimki benimki de kara on.. elim bitiyor kara ona.. ama hiç bekletmeden attım kara onu.. muzipçe güldüm.. bu el kesin biterim artık dedim.. sıra Hamdi abime geldiğinde daha taş çekmeden kara on attı bana.. alıp bittim attığı taşı.. gadaşım ayıp oluyor amma dedi Hamdi abim.. şimdi sen attın o taşı dedi.. senin elinden bitmek çok nezzetli güzel abim dedim gülerek.. ali abim mozurdandı.. döl dediğini edecek bugün bize dedi...

            Son el taşları dağıtıldı. Dizdim taşları.. enteresan bir el.. elim iki kara onluya biter.. ikinci tur dönümünde kara onun birini çektim.. göstererek atacak olup sonra geri aldım atmadım.. kara on sana yarayabilir abi dedim halis abime.. ama ıskarta taş gibi kara onu masada habire çevirip duruyorum.

            Kamyonumuz düştü aklıma.. Hamdi abicim sen bizim kamyonu iyi bilirsin.. bizim kamyon nasıl ses çıkarırdı çalışırken dedim.. harrin harrin harrin derdi dedi.. değil dedim.. o ses çalışırkenki ilk sesi.. sonrasında garroooon garrooon garroooooonnn derdi dedim elimdeki kara onluyu göstererek, atacak gibi yapıp atmayarak.  Ama habire gaarroon garron diyorum. Hamdi abim diğer kara onu çekti ve çektiği gibi attı bana. Al sana garroooonn dedi.. aldım bittim oyunu garrooonn garroonn garrooon diyerek..

            Bugünü unutmayın dedim.. bizim arabanın sesini de unutmayın.. haydin kalkın Karaekşiye gidelim ikişer kade rakı yudumlayalım babam için.. kamyonumuzun şerefine içerken sohbetimizi ballandıralım dedim..

            Olur dediler.. araya gene fırrığı verdim.. hem kara ekşide üleşemediğiniz malları da söyleyin de üleştirivereyim dedim..

            Bindik benim Poloneze.. bizim kamyon nasıl çalışır Hamdi abi dedim gülerek...

            Garrooonnn.. garrooonn. . Garroooonnn.. diyerek güle oynaya gittik Karaekşiye…