İnilerde zarelenir..

            Bir güzele düşen gönül...

            Çiçeklenir korulanır.

            Bahçenizde güller biter..

            Dalında bülbüller öter..

            Engel gelir bir kavgada..

            Olan işler gerilenir..

            Bülbül geldi kondu dala..

            Bülbülden hata yok güle..

            Engel bir taş atar göle..

            Güzel ördek yaralanır..

            Pirsultan abdal göcelim..

            Pir elinden bade içelim..

            İnkar olandan kaçalım..

            İnkar birgün parelenir..

            Gölge ve Paul Dwyer çok güzel yorumlar bu türküyü. Keşke gazetemiz sesli olabileydi. Ancak sizler açıp internetten dinleyebilirsiniz bu güzel türküyü..

            Türküler bu toprakların kalbi. Türküler kalplerimizin kalbi.

            Her insanın elbette kalbinin kalbi olabilmiş birileri vardır. Öylesi kişiliklere, insanı güzelleyiveren kimliklere ne çok ihtiyacımız var.

            Toplumlarda da, sosyal hayatta da bu tip güzelleyici unsurlara, toplumun kalbinin kalbi olabilen insanlara çok ihtiyaç var bence.

            Ben bu yazımda sizlere köprübaşı köyünden bu köyün hiç ayrımsız bütün fertlerinden bahsedecem biraz. Bana abartıyorsun diyenler, beni eleştirenler illaki olacak. Ama benim sosyal hayat bağlamında kişisel düşüncem şu. Köprübaşı köyü bence ilçemizin kalbinin kalbi bir köy.

            Köprübaşı köyünü ve köyün yaşayanlarını beş altı yaşlarımdan itibaren tanıyıp gözlemledim. Rahmetli babam Tunca, amcam Selami Tunca, Dörtyollu Selami amcam, Garip amcam Ve Vehbi yalçın amcam bu bölgede uzunca yıllar çalıştılar. Bu saydığım isimlerin her birisinin ortak paydasında köprübaşı köyünün ve köy yaşayanlarının güzellikleri, paylaşımcı oluşları, yüreklerinin güzelliklerinin yüzlerine ve yaşayışlarına yansıttıkları var.

            Doksanlı yıllarda mecburi hizmetimi tamamladıktan sonra köprübaşı köyü sağlık ocağına çıktı tayinim. Beş yıla yakın zaman hizmet ettim bu bölgeye. Hep derim yıllardır. Benim cennetim Göksu beldesi. Bu sebepledir ki meslek hayatımın son aylarında gene bu bölgeye, eski sağlık ocağım olan köprübaşı aile sağlığı merkezine tercihen geldim.

            Doksanlı yıllarda ilk göreve başladığımda rahmetli babamla ikişer kadeh bulanık su içip sohbet ballandırırken.  Babam vasiyet gibi şu nasihatı verdi bana. Benim çulsuzluğum otuz yıl evvelki o nasihattan gelir işte. Babam, "babacım artık doktor oldun.. yaşın henüz gençte olsa artık sen toplum önderisin. Hataların elbette olacak.. insan hatalarıyla olgunlaşıp güzelleşir. Sende güzele yön bul hep... sorumluluklarını iyi bil... doktorsun ve bu meslekten çok parada kazanabilirsin istersen... ama baba olarak sana şunu söylemek isterim yeri gelmişken... hiçbir zaman paraya çalışıp, paraya kul köle olma babacığım.. srn sen ol, etrafında hep insan biriktir... insan biriktirmeye de benim çok sevdiğim bu bölgede başlıyorsun.. köprübaşı köyü benim ve amcan için çok özel bir köy... bu köyün bütün hepsinin evinde lokma paylaştık zamanında... her zaman buyur ettiler.. açmısınız diye sormadan gariban halleri ile var ettiler.. her zaman bütün işlerimize koştular... bu köyden birçok kişi senin yaşamına iz yapacaklar... ayrıca ikinci söyleyeceğim şeyde şu ki; bu güzelim köylülerin bütün ihtiyaçlarına gücün nispetinde koş.. her amanlarına yetişip derman ol.. ama şunu hiç unutma ve ileriki zamanlarda gururlanıp böbürlenme... sen her şeyinle koşup bir şeyler elbette veriyor olacaksın... ama sonra dönüp baktığında bu güzelim köylülerin sana daha çok şey verdiklerini, sana çok şey kattıklarını keyifle göreceksin.. bundandır ki babam, hiçbir zaman ekabir olma... yaşadığın yer her neresi olacaksa o yaşadığın yerin sade bir bireyi olmaya özen göster.." dedi..

            Babam otuz yıl evvelki kalben söylediklerinde çok haklıymış..

            Bu yazdıklarımı okuyunca bana kızıp darılanda olmasın lütfen. Ben içinde yetiştiğim ve içinde yaşamaktan onur duyduğum ilçemin bütün unsurlarını önkoşulsuz seviyorum... ilçemle hep gurur duyuyorum..

            Otuz yıl evvel hatır ön plandaydı.. sevginin gölgesinde hayat bulan saygı ve saygınlık hatır harmanlardı. Para o yıllarda küçücüktü. Parasız insan çoktu ama a paraya tamahı olmazdı insanların.

            Günümüzde yaşamımızın önüne geçti para ne yazık ki.. saygıyı satın aldı hatırı kuruttu para. Paranın kendisi hatır sahibi oldu. Bu girdabın, bu anaforun içerisinde birçoğumuz kimliklerimizi feda ettik.. erozyona uğradık.. arsızlaştık.. tamahkar olduk.. paraya kul köle olanlar çoğaldı.. parayla alınıp satılır bile olduk.. bu söylediklerimin örneği ilçe siyasetimizde iyiden iyiye var zaten.. parası olan konuşuyor.. parası olan bir ötekini konuşturmuyor..

            Köprübaşı köyünü beş yaşlarımda nasıl tanıdıysam, otuz yıl evvel onlara hizmet ederken de nasıl tanıdıysam öylece duruyorlar.. kimliklerinden asla taviz vermemişler.. her birisi hala tertemiz ve saf.. hala çok vericiler.. hala bütün hanelerinin kapısı köye kim gelirse gelsin açık.. gülen yüzleriyle davet ederler hanelerine.. gülen yüzleriyle hala lokmalarını paylaşırlar..

            Güzellikler kalbe şifadır.. güzellikler kalplerimizin kalbidir. Köprübaşı köyü ve bütün yaşayanları da ( küçücük çocuğundan en yaşlısına kadar) kalplere şifa, çehrelerimize gülen yüzdürler. Bundandır için diyorum,,,, ilçemizin kalbinin kalbidir köprübaşı köyü.. minnet pekmezimin özüdür bende köprübaşı köyü..

            Kıssanın hissesi şu olsun... bu yazdıklarımı okuyan herkim var ise doğrulsun oturduğu ve yattığı yerden.. köprübaşı köyüne illaki gitsinler.. köy kahvesinde sohbet şıralandırsınlar, köylünün çayını kahvesini içsinler.. köydeki benim anlattığım o ruhu iliklerine kadar hissetsinler.. koltuklarına ve yataklarına mutlu mesut dönsünler... örfleriyle, kültürleriyle yaşamaya güzellikle devam eden bu güzide köylüleri teneffüs etsinler.. dileğim o ki bahse konu köye turlar düzenleyip öbek öbek gitsinler..

            Seher vakti kalkan kervan...

            İnilerde zarelenir..

            Bir güzele düşen gönül...

            Çiçeklenir korulanır.

            Bahçenizde güller biter..

            Dalında bülbüller öter..

            Engel gelir bir kavgada..

            Olan işler gerilenir..

            Bülbül geldi kondu dala..

            Bülbülden hata yok güle..

            Engel bir taş atar göle..

            Güzel ördek yaralanır..

            Pirsultan abdal göcelim..

            Pir elinden bade içelim..

            İnkar olandan kaçalım..

            İnkar birgün parelenir..