İrfan Ünver NASRATTİNOĞLU
nasrattioglu@hotmail.com
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT
24/09/2024 Dede Korkut, Oğuz Türklerinin eski
destanlarında yüceltip kutsallaştırılmış; bozkır hayatının geleneklerini ve
törelerini çok iyi bilen, kabile teşkilatını koruyan efsanevi bir bilgedir ve
Türkler'in en eski destanı olan Dede Korkut Kitabındaki hikayelerin anlatıcısı
olan ozandır. Adı,
tarihi kaynaklarda ve çeşitli Oğuz rivayetlerinde kimi zaman sadece
"Korkut", kimi zaman "Korkut Ata" ve “Dedem Korkut” olarak
geçer. Ama en iyisi "Dede
Korkut" demektir. Sirderya
havzasında tespit edilmiş halk anlatıları onu bir baksı (Şaman) olarak
tanıtırken yazılı kaynaklarda hükümdarlara vezirlik, müşavirlik yapmış bir
Müslüman Türk velisi olarak tanıtılmıştır. Oğuzların İslâm'ı kabul edişlerinden
önceki dönemlerin bir kâhini (kam, baksı) olduğu, İslâmlaşma sürecinde kültürel
değişime paralel olarak bir evliya kimliğine büründüğü düşünülür. Kazak
ve Kırgız bahşılarının piri olarak da tanınmaktadır. Bir söylenceye göre Kırgız
şamanlarına kopuz çalmayı ve türkü söylemeyi öğretmiştir. Halk rivayetlerine göre aydın,
berrak gözlü dev kızından dünyaya gelen Dede Korkut'un hayatı hakkında tarihi
kaynaklardaki bilgiler birbirinden farklıdır. Korkut Ata'dan bahsedilen en eski
tarihî kaynak İlhanlı veziri Reşidüddin'in Câmiü't Tevârih'idir. Tabip
Reşidüddin'in 1305 yılında bir heyetle yazdığı bu ünlü kitapta dört Oğuz
hükümdarının çağdaşı olarak Korkut'tan bahsedilir. Bu esere göre Korkut, Bayat
boyundan olup Kara Hoca'nın oğludur. Oğuz sülalesinin dokuzuncu hükümdarı İnal
Sır Savkuy zamanında ortaya çıkmış, onuncu hükümdar Kayı İnal Han'ın ve ondan
sonraki üç Oğuz hükümdarının müşavirliğini yapmıştır. Dede Korkut Hikayeleri, Manas ve
Oğuz destanları gibi, Türk Dünyası’nın her yerinde bilinmektedir. Türkler
arasında İslamiyet öncesi doğan, İslamiyetin kabûlü ile İslamî renge bürünen ve
destan hususiyeti taşıyan hikayeler. Bu hikayelerin hepsinde Dede Korkut adlı
bir Türk ermişinin ortaya çıkarak deyişler söylemesi, Oğuzname düzmesi, destan
söyleyip Oğuz halkına nasihatta bulunması; onların Dede Korkut Hikayeleri
adıyla anılmasına sebep olmuştur. Hikayelerin tamamının bulunduğu kitaba da
Kitab-ı Dede Korkut (Dede Korkut Kitabı) denilmektedir. Hikayeler Oğuz
Türklerine aittir. Oğuz Türklerinin 24 boya ayrılması sebebiyle, sayılarının
Oğuz boyları kadar olması fikri bazı Türkologlar tarafından düşünülmüşse de,
bugün sadece 12 hikaye bilinmektedir. Dede
Korkut hikâyeleri Oğuz Türkleri`nin en bilinen epik destanlarındandır. Destanın
9. yüzyıla dayandığı varsayılsa da, Türk boylarının göçmen olmalarından dolayı
tam olarak bir tarih belirlemek mümkün değildir. “Dede Korkut Kitabı“ndaki
hikayeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan bir sözlü
gelenek ürünüdür. Bu süreç içerisinde değişikliklere uğrayan hikayeler 16.
yüzyılda yazıya geçirilmişlerdir. Dede Korkut göçebe Türkler’in
yüceltip kutsallaştırdığı, bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi
bilen, kabile teşkilâtını koruyan bir Oğuz büyüğüdür. Halkın atası, kabilenin
reisi, bilgin, güçlü halk ozanı ve bilge olarak Dede Korkut’un tasviri sözünü
ettiğimiz kitabın başından sonuna kadar tekrarlanmaktadır. Hanlar
güç durumlarda ona danışırlar; öğütler veren, yol gösteren, içinden çıkılmaz
gibi görünen güçlükleri çözen hep o olmuştur. Ali
Şîr Nevâî, onun Türk milleti arasında büyük bir yeri olduğunu, kendisinden nice
yıl önceki ve sonraki birçok şeyi haber verdiğini söyler. Rivayetlerine
göre Dede Korkut aydın, berrak gözlü dev kızından dünyaya gelmiştir. Boyu 60
arşındır. Reşîdüddin ve Ebülgazi Bahadır Han onun 295 yıl yaşadığını söylerler.
Bir halk rivayetine göre ise 100 yıl yaşamıştır. Sirderya nehrinin sol
yakasında kurulmuş bir Kazak obasında yaşamış, ölünce nehrin sağ kıyısına
gömülmüştür. Korkut
Ata’nın ölümüyle ilgili olarak Kazaklar arasında yaygın olan menkıbeye göre
yirmi yaşında iken rüyasında aklar giymiş bazı yaratıklar ona kırk yıl
yaşayacağını haber vermiş, bunun üzerine Korkut ölümsüzlük istemeye karar
vermiştir. Karşılık beklemeden hastalara yaptığı yardımlar Allah katında makbule
geçmiş ve bir gün uykuda iken Allah ona, “Ölümü kendin arzu etmedikçe
ölmeyeceksin” demiştir. Onun ölümü hakkında oldukça zengin başka rivayetler de
vardır. Dede
Korkut; Oğuzların efsanevi ve saygı duyulan bir büyüğüdür. 'Dede' sanı da
sonradan eklenmiş gibi görünmektedir. Saygı ifadesi olarak da kullanılmış
olabilir. 'Ata' kelimesi halk arasında büyük saygı gören ve hürmet edilen
bilginleri, şairleri, hakimleri yüceltmek için kullanılan bir kelimedir. Zaman
zaman 'dede' veya 'baba' anlamında da kullanılmıştır. Korkut
Ata ile ilgili bir efsaneye göre, Hz. Muhammed veya Göktürkler döneminde 295
yıl yaşamış ve Oğuz hükümdarlarına vezirlik yapmış bir bilgedir. Dede Korkut hikâyeleri Türk ahlâk ve
törelerinin, inançlarının, kahramanlıklarının otantik olarak anlatıldığı bir
eserdir. Kitapta geçen Karacukdağ, Karşuyatan, Karadağ, Aladağ gibi tarih ve
coğrafya adlarının çoğu, bu hikâyelerin Oğuzlar’ın Türkistan’dan
ayrılmalarından öncesine ait olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte Oğuz Türkleri
bunları batıya getirirken
mahallîleştirmişler ve batıda geçen olaylarla karıştırmışlardır. Menkıbe
Dede Korkut’un Kayı İnal Han zamanında yaşadığını, onun Hz. Peygamber’le çağdaş
olduğunu gösteriyorsa da bu hikâyeleri, başkahraman olan Salur Kazan’ın mensup
olduğu kabile dolayısıyla çok eski devirlere kadar götürmek daha doğrudur.
Çünkü Salur Kazan’ın Oğuz destanının başkahramanı olmasıyla ilgili menkıbe
Oğuzlar daha Orta Asya’daki yurtlarında iken oluşmuştur. Öte yandan Oğuzlar’ın
en eski destanlarından biri olan Bamsı Beyrek hikâyesi Orta Asya bozkırlarının
her yerinde vardır. Alpamış diye tanınan bu hikâyenin tarihi 6-8. yüzyıla
çıkarılmaktadır. Dede Korkut destanlarının yazıya geçirilmeden önce sözlü
gelenekte yaşamış olduğuna kuşku yoktur. Şecere-i Terakime’de Köl Erki’ye ad
veren Korkut Ata’ya izafeten Oğuz halkına da “Korkut başlı halk” denilmektedir.
Destana göre Korkut Ata, Oğuz Türklerinin tanıdığı, saygı duyduğu, akıl
danıştığı bir ozandır. O, Oğuzların tüm törelerini bilen, ulu, bilgili bir
danışmandır. Gerektiğinde olaylara karışır, kimsenin yapamadığı, üstesinden
gelemediği işleri, kerameti ile hal yoluna koyar. Her hikayenin sonunda da dua
eder. Korkut
Ata hikayeleri; Oğuzlar'ın tarihi ve sosyal yapısı ile ilgili bilgiler
vermektedir. Bunlar 12 hikayedir. 1-Dirse
Han oğlu Boğaç Han Boyu 2-Salur
Kazan’ın Evinin Yağmalanması Boyu 3-Kam
Püre Beğ oğlu Bamsı Beyrek Boyu 4-Kazan
Bey’in oğlu Uruz Beğ’in Esir Düştüğü Boy 5-Duha
Koca oğlu Deli Dumrul Boyu 6-Kanlı
Koca oğlu Kan Turalı Boyu 7-Kazılık
Koca oğlu Beğ Yiğenek Boyu 8-Basat’ın
Tepegöz’ü Öldürdüğü Boy 9-Begil
oğlu Emren Boyu 10-Uşun
Koca oğlu Segrek Boyu 11-Salur
Kazan’ın oğlu Uruz’u Tutsaklıktan Çıkardığı Boy 12-İç-Oğuz’a
Daş (Dış) Oğuz’un Asi Olup, Beyrek’in Öldüğü Boy. Hikayeler; 9 ve 11. yüzyıl Sirderya
ve Mangışlak bölgelerine ait tarihi izler taşımaktadır. Destanın ikinci
coğrafyası ise Doğu Anadolu’nun kuzeyi ve Azerbaycan sahasıdır. Oğuzların
İslamiyeti kabul ettiği dönem yaklaşık 10.Yüzyıl içerisindedir. Bu dönemde
Kıpçak, Peçenek gibi gayri müslim Türk boylarının Oğuzlarla mücadelesinin
izleri, destanın oluşma tarihini 9.-11. Yüzyıla götürmektedir. Dede
Korkut’un yazıya geçtiği coğrafya Anadolu ve Kafkaslardır. Dede Korkut’un;
hakimiyetin Kayı boyuna geçeceğine dair sözü, destandaki Osmanlı etkisini
göstermektedir. Ak-koyunluların, bağlı oldukları Bayındır Boyu’nu yüceltmek
için destana Bayındır Han’ı ilave etmeleri de Dede Korkut’un 15. Yüzyılda
yazıya geçmesiyle ilgilidir. Dede Korkut kültürü Türkiye’nin her
bölgesinde yaşamasına rağmen Bayburt’un ve
Malatya’nın ayrı bir önemi
bulunmaktadır. Dede
Korkut hikâyelerinde yer alan masallar, efsaneler, hikâyeler, ağıtlar ve
bunlarda bahsedilen toplumsal ve dinî değerler, Malatya sözlü geleneğinde ve
kültürel belleğinde canlı bir biçimde yer almaktadır. Bayburt’ta ise şehir merkezi
yakınındaki Masat köyünde Dede Korkut’a; Bayburt Kalesi’nin karşısındaki tepede
Dede Korkut anlatmalarında adı geçen Bamsı Beyrek’e ait olduğu söylenen birer
türbe bulunmaktadır. İlde her yıl düzenlenen Dede Korkut Şenlikleri’nde bu
türbeler halk tarafından ziyaret edilmektedir. Ayrıca Bayburt’ta kurulan Baksı
Müzesi’nde de Dede Korkut kültürüne özgü müzik aletleri sergilenmekte,
konserler gerçekleştirilmektedir. Afyonkarahisar’ın Bayat ilçesinde
yaşayanların, Dede Korkut’un hemşehrileri oldukları da kesin bilgiler
arasındadır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA - 04/10/2024 |
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA |
ÖLÜMÜNÜN 500. YILDÖNÜMÜNDE ŞAH İSMAİL HATAYİ - 01/10/2024 |
(Ve Türk’ün Türk’ü kırdığı Çaldıran Savaşı) |
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA - 20/09/2024 |
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA |
Tebrizli Türk MESUD PEZEŞKİYAN İran Cumhurbaşkanı Seçildi - 17/09/2024 |
Tebrizli Türk MESUD PEZEŞKİYAN İran Cumhurbaşkanı Seçildi |
ÇİNGENELER = ROMANLAR - 13/09/2024 |
ÇİNGENELER = ROMANLAR |
GÖKTÜRKLER – KÖK TÜRKLER - 10/09/2024 |
GÖKTÜRKLER – KÖK TÜRKLER |
İSLAM DÜNYASI TURİZM BAŞKENTİ H İ V A - 03/09/2024 |
İSLAM DÜNYASI TURİZM BAŞKENTİ H İ V A |
BÜYÜK ZAFER (ZAFER HAFTAMIZ MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN) - 30/08/2024 |
BÜYÜK ZAFER (ZAFER HAFTAMIZ MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN) |
Millî Mücadele Şehidi TAYYAR RAHMİYE HATUN - 27/08/2024 |
Millî Mücadele Şehidi TAYYAR RAHMİYE HATUN |
Devamı |