Nasrettin hoca, uyurken birdenbire yataktan fırlar ve sakalını karıştırmaya başlar. Hanımı " hayırdır hoca efendi, ne oldu diye " sorar. Hoca " sorma hanım sakalımın içinden bir fare geçmeye kalktı " der. Hanımı " nez aman oldu diye " sorar. Hoca " rüyamda "der. Hanımı " ilahi hoca, öte başı rüya bırak geçsin " der. Hoca hiddetlenerek, " hanım hanım bir kere müsamaha edersen yol olur " diye cevap verir. Devlet olarak; ağustos-1984´de ermeni terör örgütü asalanın yerine, Lozan'ı tanımayan ABD ve hempaları tarafından kurulan PKK terör örgütü hakkında yeterli tespit, teşhis ve tedavi... ! Yöntemleri üzerinde ciddi olarak durulmamış, hatta 3-5 çapulcu, 30-40 baldırı çıplak, denilerek hafife alınmış ve ara ara gösterilen müsamahakâr tutumlar neticesinde, terörün üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen hala terör sonlandırılamamış, rüyasında bile sakalının içinden farenin geçmesine müsamaha göstermeyen, izin vermeyen Nasrettin Hoca kadar tepki ortaya konulamamış ve suret-i haktan gözüküp, her türlü melanetliği yapan yerli işbirlikçilerinden de hesap sorulmamıştır. Başlangıç ve bitişi bir yıl olması gereken terörün önüne geçilememiş, 32 yıldır devam etmektedir. Bila nihayet bu baş ağrısıyla yaşanmaz. Bu sebeple, Türk Milleti 1000 yıllık kader birliğinin yeniden tesisi için, içine düştüğü akıl tutulmasından biran önce kurtulmalı, Yüce Allah(c.c)´ın " sizi akıl ve irade ile mücehhez kıldım " emrine uygun olarak aklını ve iradesini birilerine rücu etmeden ülke ve millet menfaati için kullanmalı, terörün def´i içinde kahramanlarımızın, yiğitlerimizin, alperenlerimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunun inmesine ne kadar engel varsa ortadan kaldırılmalı. Yani, gereği tez elden yapılmalı. Yoksa, her geçen günü, bir sonraki gün arar duruma geliriz. Bu noktada, Rahmetli Abdurrahim Karakoç´un bir şiirini yetkililerimize armağan edelim.

Gene tehir etme üç ay öteye

Bu dava dedemden kaldı hakim beğ.

Otuz yılda babam düştü ardına

Siz sağ olun, o da öldü hakim beğ.

Kırk yıl önce; yani babam ölünce

Kadılıklar hakimliğe dönünce

Mirasçılar tarla, tapan bölünce

İrezillik beni buldu hakim beğ.

Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git

Bini geçti burada yediğim zılgıt

Eğer diyorsan "bana ne, öl git "

Oğlumun bir oğlu oldu hakim beğ

Sekiz evlek tarla, bir geverlik su

Yüzyılda höküme bağlanmaz mı bu

Kazanmasam da hu, kazansam da hu

Canım ta burnuma geldi hakim beğ.

Mübaşir itekler, katip zavırlar

Değişti bizde de güya devirler

Yüzyıl önce adam yiyen gavurlar

Tapucuyu aya saldı hakim beğ.

Kabahat sizde mi, kanunlarda mı?

Şaşırdım billahi yolu yordamı

Kızma sözlerime alam gadanı

Sıkıntıdan içim doldu hakim beğ.

Mülkün temeliydi adalet hani

Bizim hak temelde saklımı yani

Çıkartıpta versen kim olur mani

Yoksa hırsızlar mı çaldı hakim beğ.

Hem davacı pişman; hem de davalı

Bu yolda tükettik çulu çuvalı

Sabret makamından çalma kavalı

Sürüler ekine daldı hakim beğ.      

SAYGILARIMLA