Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam41
Toplam Ziyaret841435
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Bülent ÜSTÜNDAĞ
MUT MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ
08/06/2022
Yazan: Neşri Atlay
Yayına hazırlayan: Doğan Atlay

MİLLİ MÜCADELEDE MUT
MUT'TA DURUM VE HAZIRLIK  

Şimdiye kadar kendi ay yıldızlı bayrağından başka bayrak görmeyen, tanımayan ve kendi kanunlarından başka kanun buyruğu tutmayan, hele esaret ve yabancılara alışmayan, hatta Osmanlı devleti istibdadı devirlerinde bile kelimenin tam manası ile “HÜR” yaşayan Mutlular şimdi Ermeni ve yerli Rumlar tarafından başarılmak istenen istila ve işgale mi katlanacaklardı? Kadınlarının, kızlarının götürülüp ırzlarının ayaklar altına alınmasına, mallarının sürülüp götürülmesine, yurtlarının, yuvalarının ellerinden alındığını görmeye mi razı olacaklardı?... Hayır. Hayır bu olamazdı, “DERT” açık ve ortada duruyordu, felaket ise şakasız ve muhakkaktı. O halde... 
1918 sonlarında birinci Cihan Savaşı cehenneminden sağ kalanlarla, esarette olanlar bir hayli kör, topal sakat. yuvalarına döndüler.
Bu dönüş, gidenlerin ancak onda biri kadardı. Birinci Cihan savaşında masraf hesabı ne kadar ne kadar kabarıktı... Ne acı sonuçtu bu... Şaka değil, bir biri arkasına gelip çatan Libya, Balkan, Birinci Cihan harpleri ile padişah Yavuz Sultan Selim'den beri durmadan sürüp gelen Fizan, Yemen gibi (giden gelmez) ülkelerindeki bitmez, tükenmez Arap harpleri genç Anadolu delikanlılarını alıp götürmüş, yabancı illerde, yabancı emeller uğruna bu yiğitlerin saf kanını harıl harıl akıtmıştı. Bir kısım evladını savaş boylarında harcayan ve bir kısmını da gerilerde, yollarda, (o zamanın deyimi ile) sevkiyatlarda, bakımsız hasta hanelerde sefalet ve perişanlığa kurban veren Mutlular, hangi bir derdine yanacaktı... Kocamış analarına mı, beli bükülmüş, eli asalı ihtiyarlarına mı, yıllardan beri eli kına görmeyen gelinlerine mi, tohumu atılmayan tarlalarına mı hangi birine?... Sokaklarda çocuk sesi duyulmaz olmuş. Yurda çöken kara sefalet dayanıksız, ümitsiz gönülleri de kararttıkça karartmıştı.
Mut'ta yerli Rumların taşkınlıkları:
Mut'ta yirmi hane kadar Rum ve Ermeni vardı. Rumların hepsi Kayseri'den göçüp gelme oldukları halde kendilerini saf kan Yunanlı Rum sanıyorlardı. Vatandaşlarımız olan bu nankörler, düşmanlarımızın üstün gelmelerini gönülden isterlerdi, hele Balkan harbi başlamadan önce Yunan hükümetine oldukça büyük para yardımı bile yapıyorlardı. Bunların birkaç tanesi Rumca okuyup yazma bildiği için Yunanistan'da çıkan birkaç gazeteye de abone idiler, abone bedeli bütün Rumlar tarafından ortak ödenir, Yunan gazeteleri okunurken Rumlar etrafına toplanır, kilisede İncil dinler gibi dinlerlerdi.
Birinci Cihan Savaşının sonlarına doğru savaş cephelerinden gelen bozgun haberleri bizi ne kadar sindirir ve acı acı düşündürürse, komşumuz olan Rumları birden bire açar, günlerce neşelendirirdi. Geceleri Rum mahallelerinde söylenen Rumca, Türkçe şarkılar ve bunu takip eden tabanca ve mavzerlerle yapılan tezahürat, yaramızın üstüne tuz, biber ekerdi. Rahvan atlara binen Rum delikanlıları hayvanlarını çarşı ortasında, mahalle sokaklarında alabildiğine sürerler, caka satarlardı. Hepsinin belleri tabancalı, kamalı idi, bu silahlı vatandaşlar çarşı, Pazar açıkça Yunan taraftarlığı yaparlardı.  
Rumlar öleceğimize inandıkları halde niçin bir an önce ölmediğimize adeta hayret ederler ve hele gelecek işgal kuvvetlerinin neden erken gelmeyişine kızarlardı. 
Rumlardan sızan haberlere göre, Mut'ta bir işgal olursa Yunanlılar adına Mut'un kaymakamı, hakimi, jandarma komutanı ve erleri ile silahlar hazırlanmış duruyordu. 
Eski Rum dostlardan bazıları, gelecek hükümetin Osmanlı'dan daha adil olacağını, kimsenin burnunun kanamayacağını, hele kendileri de Mut'ta olunca Türkler için korku olmayacağını, kendilerinin ise bizim ana ata dostu olduğunu ısrarla söyleyerek adeta bizi teselli ve güya himaye ediyorlardı. Maksatları himaye değildi elbette... Mutluların bir an önce kendilerini imha etmekten korktukları içindi, yoksa düşman düşmana mevlit okumazdı. Biz mutlular bunu biliyorduk. 
KURTULUŞ SESİ
Binlerle felakete gebe olan böyle acı günlerde Türk'ün bir tek ümidi, bir tek tesellisi vardı, o da yegane güvendiği yüce Allah'tı. Nasıl olsa kendisine bir gün elini uzatacaktı.
Kara gün kararıp kalmadı. 19 Mayıs 1919 da Samsun'da Mustafa Kemal Paşa'nın ümit dolu gür sesi duyuldu. Mutlular büyük, küçük Mustafa Kemal Paşa'yı zaten Çanakkale'den tanıyorlardı. O'nun 19. Fırkasında pek çok Mutlu vardı, yaralanarak memlekete gelenlerin dillerinden Çanakkale'nin çetin savaşını ve Mustafa Kemal Paşa'nın ne yaman bir adam olduğunu, düşmanları nasıl denize döktüğünü öğrenmişler ve O'na yürekten bağlanmışlardı. Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya gelmesi Mutluların yüreğine su serpmiş büyük ümitlerle O'nu Erzurum ve Sivas'ta takip etmişti. 
İzmir, Manisa, Balıkesir ve Bursa gibi Türk şehirlerinin Yunanlılar tarafından işgalini Mut'ta cami önündeki meydanda bütün Mutlular büyük mitingde alabildiğine protesto ediyorlardı, sözcüler hiç korkmadan Mutluları uyarmaya ve hazırlanmaya teşvik ediyorlardı. Hıristiyanlar bu mitingi ve gösterileri sadece seyrediyorlar, manalı manalı gülüp için için alay ediyorlardı. Mahalli hükümetin bir adamı olan jandarma kumandanı Asaf çavuş, üstünden aldığı emir üzerine atına binerek miting meydanına birkaç jandarma ile gelmiş güya mitingi durdurmak ve dağıtmak için bazı hareketler ve sözlerde bulunmuş ise de işgali protesto eden, düşmana meydan okuyan pervasız Mut halkı kendisini meydandan hakaretlerle kovmuşlardı. Mutlular eskisi gibi Rumlara caka sattırmıyorlardı, hatta bir çok Rum genci attan aşağı atılmış adamakıllı dayak bile yemişlerdi. Rumlar at üzerinde mahalle sokaklarında dolaşamaz, caka satamaz olmuşlardı. Artık zamanı gelmişti Bizde mut'ta kurtuluşumuz için “Müdafa-i Hukuk Cemiyeti”ni Kuracağız.... 


1311 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

CLAUDİOPOLİS - 14/12/2022
CLAUDİOPOLİS
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE - 30/11/2022
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
MUT'UN ESERLERİ YOK OLAN DEĞERLER - 09/11/2022
MUT'UN ESERLERİ YOK OLAN DEĞERLER
ÇATMA (Yayla Barınağı) - 02/11/2022
ÇATMA (Yayla Barınağı)
MUT - 26/10/2022
MUT
NUR SOFU - 19/10/2022
NUR SOFU
MÜFTÜ NADİR MUTLUAY - 12/10/2022
MÜFTÜ NADİR MUTLUAY
DAĞPAZARI MUHAREBESİ - 05/10/2022
DAĞPAZARI MUHAREBESİ
MUT DEVLET MERKEZİ - 28/09/2022
MUT DEVLET MERKEZİ
 Devamı