Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam725
Toplam Ziyaret782477
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
GÜZ ÖZLEMİ
28/08/2019
Merhaba;
Bu Ağustos'un yarısı yazdan yarısı kıştan diye kim söylediyse halt etmiş bence. Geçtim kışı, yarısı bahar, bilemedin güz filan olsa yine bu kadar sıcak olmaz. Ama yine de sonuna doğru geliyoruz yaz mevsiminin. Ben şahsen sevmem yaz mevsimini. Sıcak havada ne yediğinden zevk alır insan ne içtiğinden, uyuyacak olsan sıcakta yine kesintilere uğrar uyku zevki. Benim favori mevsimim güz mevsimidir. Özellikle eylül sonundan başlayıp kasımın ortalarına kadar olan dilimde her şey bir başka güzel görünür gözüme. Aldığım nefesten içtiğim suya, yediğim yemekten uyandığım uykuya kadar hayatın içindeki basit ayrıntılar bile yükselir ve anlam kazanır sanki.
Mesela birçok insanın sıcaktan kaçış yeri olan yayla bile benim için güz mevsiminde daha güzeldir. Üşüyerek uyanılan sabahlar. Akşam dışarıda otururken serinliği hissetmek, uyku kalitesi ve daha bir sürü şey güz mevsiminden aldığım keyfi çoğaltır. Sabahleyin kalkıp ufuk çizgisine baktığımda belli belirsiz bir sis olur güz mevsiminde. Yazın sabahtan çöken ve çok sıcak olacak mesajı veren sevimsiz pus'un aksine sis uzaklarda bir yerlerde hafif bir yağmur yağdığını anlatır bize. Çok geçmeden rüzgâr serin esintisinin içinde sakladığı “yağmurda ıslanmış toprak” kokusunu getirip sisin mesajını teyit eder. Yaz boyunca yemyeşil olan bahçeler ve dağlar ise yavaş yavaş güz modasına uygun renkleri giyinirler. Bahçe bitkileri ve bahçe ağaçları sararırken, dağlardaki sert tabiatlı orman ağaçları ve bitkiler önce kızıla yakın bir renge geçerek yılın bu zamanı sundukları doğa defilesindeki sarı ve kızılın birbirine yaklaşan tonlarındaki uyumu bir kez daha sergilerler. Gökkuşağının bütün renkleri çığlık atsaydı kim bilir ne hoş ve ne çılgın bir senfoni olurdu demiş birisi zamanında. Elbette bu düşünülebilir bir durum ama zannediyorum, bu sözde adı geçen çığlıklar renklerin az önce sözünü ettiğim görselliğinden daha fazlası değil. Bu kızıl ve sarı uyumundan senfoni çıkar mı bilmem ama sonsuz kere izlesem sıkılmayacağım bir sessiz düet olduğu kesin. Bazen serin öğle sonlarında yağmur yağacakmış gibi kararan bulutlar en fazla birkaç dakika süren serpintilerle toprağın tozunu alıverir. Bu kısacık yağmur bile toprak kokusunu genzimize doldururken uzaklarda bir yerde bulutların arasından yol bulan güneş ışınları, oradan yere dökülüyormuş görüntüsü vererek bu görsel şölene katkı verir. Erken inen akşamın habercisi olan ikindin artık vaktin geldiğini söyler. Tıpkı şairin dediği gibi: Haydi Abbas vakit tamam, Akşam diyordun; işte oldu akşam…
Bu şöleni illa ki rakı ile taçlandırmak gerektiğini düşünenlerdenim. Bu yüzden havanın kararıp gösterinin yarına kadar ara verdiği döneme rakı ile giriş yapmayı severim. Bunu çoğu zaman yalnız yaparım. Klasik masa sohbetlerinin aksine yalnız ve sessiz olmayı, sadece o güzelliği hissetmeyi severim. Hoş gerçi yalnızlık benim için yeni bir şey değil, şarkıdaki gibi; Öyle bir yalnızlık ki, yıllar yoruldu… Zaten bunun farklı bir yansıması olamaz. Çok fazla paylaşım ve yaşanmışlık olduğu için çoğunlukla ve hatta hep geçmişten şeyler konuşulur. Bu da zaten yorar insan ruhunu. Kelimeler kanatır yarayı. Bundan vazgeçmek bile artık sözde kalır. Çünkü ne yaparsak yapalım; bu hayatta günün birinde kendimizle karşılaşırız. Bu kaçınılmazdır. Vahşi bir yüzleşme yaşanır ki ne çok hata yaptığımızı anlarız. Ama acı olan, buna hep geç kalmış olmamızdır. Ne zaman karşılaşırsak karşılaşalım kendimizle ve nasıl yüzleşirsek yüzleşelim kesin olan şey geciktiğimizdir. Gökkuşağının renklerinin çığlıkları gibi benliğimizin de çığlıkları vardır. Suçlayan, kıran döken ve itiraf etmeye zorlayan. Bu seste tıpkı renklerin sesi gibi sessizdir. Kimse duymaz. Duysa da dinlemez. Oysa çığlık çığlığa gitme demeyi isterken, gülümseyerek güle güle deriz. Bazen bunu yaşarken sesimin O'nun yörüngesinde kaybolan çığlıkların toplamından başka bir değeri olmadığını düşünüyorum.
Afiyet Olsun


2011 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı