Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam115
Toplam Ziyaret782599
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Meriç Tunca
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -42-
27/10/2023
Ala bahar bir gündü. Hastaydım. Çift yogan üşüyordum. Midemde kötü bulanıyordu. Yaşım oniki civarı. Anacağızım kekik ve yavşan kaynattı içirdi bana. Anacağızım yarpuz suyu getirdi içirdi bana. Yorgan döşek yatıyorum. Ateş ateş yanıyorum, ama titreyip üşüyorum.
Babam geldi eve. Öptü beni, kokladı. Ben biliyorum bu herifi neyin iyileştireceğini dedi anneme. Hazırlan gidiyoruz dedi. Çocuklarımızla beraber çıkalım evden dedi.
Annem olmazlandı babama. Çocuğu iyice hasta ederiz dedi. Gitmeyelim gülüm dedi. Babamda anneme olmazlanıp hazırlan gülüm dedi. Ben kamyona mazot alayım geleyim de gidelim dedi. Yarım saat içinde kamyonun kasasına yatağım yorganım atıldı. Babam beni kucaklayıp kasaya bindirdi. Annem beni kamyon kasasına güzelce yataklayıp yanıma uzandı..
Yarım saat sonra vardık şifalı suya koca çam ağaçlarının arasına. Öğle vaktiydi. Babam güzel bir güneşe arabayı istop etti. Kasanın arka ve yan kapaklarının tamamını açıp, babaşamız yatağından ağrı her yeri seyretsin dedi. İçtiğim kekik ve yavşan mı, yoksa yarpuz mu bilmem. Birazcık rahatlamıştım. Babam kasanın bütün kapaklarını açınca gönlüm hoş oldu. Babam bana çok güzel göz attı. Ben babama öpücük yolladım yatağımdan.
Şifalı suyun borusundan gürül gürül su akıyordu. Şarkı söylüyordu su akarken. O şarkıya vurulan kuşlar çeşmenin yanındaydı kanat kanat. Keçiler oğlaklarıyla suyun yol içi akağında su içiyorlardı. Hepsi tam karşımdaydı. Keçilerin çoğu karaydı. Ama bir keçi ile üç oğlağı açık kahveydiler. Oğlaklardan biri annesini üstüne zıplıyordu. Kardeşlerine muziplik ediyordu. Beni mest ediyor, beni iyi ediyor ve güldürüyordu.
Babam kasap amcaya seslendi. İki üç kilo pirzola yap Mehmet dedi. Pirzola yağlıca olsun Mehmet dedi. Kamyonumuzun ambarından ızgarayı indirdi. Gelmeden evvel manavdan alınan mis gibi sebzeleri bir yağlı kağıda doğradı. Soğanlardan iri iri doğradı. Bu arada abimler taşla çevrili ocağa, topladıkları dal kırıntılarıyla ateş yaktı.
Annemin gözü bendeydi. Olduğumuz yerden keyif almıyordu. Bana üzülüyor kaygılanıyordu. Bense hem hepsini izliyor. Hem de onların arka taraflarındaki, suyun yanındaki yaramaz oğlağı izliyordum. Bazen benden yana bakıp duruyor ve göz gözeymişiz gibi hissediyordum. Muzipliklerine kıkır kıkır gülüyordum küçük oğlağın. Babam gördün mü iyileşmeye başladı babaşam dedi anneme. Annem benim gülerek baktığım yere arkasını dönüp baktı. Benim muzip oğlak tam o an annesinin sırtındaydı. Annem babamı dürtüp gösterdi oğlağı. Oğlak keyiflendirdi çocuğumuzu dedi. Babam hızla kalkıp sürü çobanının yanına gitti. O muzip oğlağı kucaklayıp, kamyon kasasına yanıbaşıma koydu.
Annesi hemen öte yandan yavrusunu çağırıyordu. Ama muzip oğlak annesini dinlemiyor, benim üzerimde zıplıyor oynuyordu. Bazen burnumu kulağımı gözümü ve yüzümü kokluyordu. Ben sevinçle gülüyordum. Sevimli muzip ben gülerken dudağımı yaladı. Çobanda geldi babamla sohbet ediyor o an. O an ateşin üzerindeki pirzolalar cızır cızır ve nar gibi ateşten çevrilen yüzleri.
Babam yarım ekmeğin içerisine nar gibi kızarmış pirzolalardan üç beş koyup çobana uzattı. Başka bir yağlı kağıda doğradığı sebzelerden koyup gene çobana uzattı.
Bu arada kara keçiler su içmekten vazgeçip uzaklaşmaya başlamışlardı. Benim muzip oğlağın annesi olduğu yerde çakılmış gibi durup meliyor, muzip yavrusunu çağırıyordu. Sen git dedim anne keçiye. Ben çok iyi bakarım yavruna dedim. Kucakladım muzip oğlağımı
Ekmek içi pirzolasını yiyen çobana yaklaştı babam. Bu oğlak bizde kalsın gadaşım dedi. Bu küçük oğlak babaşamı tez iyi edecek gibi dedi. Fiyatını da sormadan cebinden birkaç yüzlük banknot çıkarıp çobana uzattı, yeter mi dedi. Çoban bu para çok oldu Tunca abi dese de, babam helali hoş olsun dedi. Pirzolası bitince de çoban uzaklaşan keçilerinin arkasından, anne keçi ve diğer iki yavruyu da sürerek gitti. Ormana karıştılar. İleriden sürünün çan sesleri gitgide uzaklaştı. Ama anne keçi ara ara meleyip muzip oğlağımı çağırmaya devam etti.
Benim küçük muzip oğlağım birkaç dakika tedirginlik gösterse de, benimle oynamaya devam etti. Diğer pişen pirzolaları yemeye başlamıştı abilerim. Kardeşim Tunaya annem özenle yediriyordu. Biyandan da bana bakıyordu. Ve artık annemin kaygıları kaybolmuştu. Babam keyifle rakı koydu dört çay bardağına. İkisini abilerime uzatıp keyifle şerefe olsun deyip yudumladı. Yudumladılar hep beraber rakıyı. Boşta duran diğer bardağada çın çın yapmıştı babam keyifle. Bunu da gelince Mericimiz içecek dedi. Dönüp bana gülen yüzüyle - öyle güzel gülüyordu ki babam-  adı ne olsun oğlağıyın dedi. Hiç duraksamadan riki riki dedim neşeyle. 
Hepimiz gülüyorduk. Annem ve babam gülen kalpleriyle beni öpüyorlardı.
Ben küçük oğlağım kaçar diye arabadan inmedim. İyiydim ama pirzolada yiyesim yoktu. Annem birkaç diş pirzolanım etlerini bir ekmeğin arasına doldurup, güzel bir çomaç yapıp bana verdi. Ye guzum dedi. Ye ve daha iyi ol dedi. Olmazlanmadım ve yedim et dürülü çomacımı. İştahım açıldı. Kalktım yatağımdan ven indim arabadan. Muzip oğlağıma sen burda dur uslu uslu dedim. Hayırsızlık yapmaaaa dedim. Ben annemin yanına sokulunca sofraya, oğlağım atlayıverdi arabadan. Sofranın üzerinden koştu geldi yanıma. Herkes mutluydu o an muzip riki riki ile. Ben bambaşka mutluydum. Çay bardağındaki rakımı aldım. Pirzolamdan ısırıp, herkesle çın çın yapıp bir dikişte bitirdim rakımı. Babam anneme dönüp bak iyileşti babaşam Ayten, iyiki geldik buraya. Bardak kutusunu uzat bana ve bir kupa rakıda sana koyayım gülüm dedi. Annem utangaç gülerken boz bulanık bardağı önüne geldi. Babam keyifle damağını şaklatıp, merette çok güzel gülüm, haydi yarasın dedi.
Şifalı su çeşmesinin kenarındaki taze otlardan koparıp verdim riki rikiye karnım doyunca. İştahla yedi riki riki.  Ogün ben iyileştim şifalı suda. Geç saatlere kadar oturduk. 
Geç saatlere kadar çam dalına kamyonumuzun halatıyla babamın kurduğu salıncaklara geç saate kadar bindik. Salıncakta riki riki benim kucağımda sallandı. Uzun kulakları ve boynundaki küpeleri bizle beraber sallandı.


442 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -67- - 23/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -67-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -66- - 19/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -66-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -65- - 16/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -65-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -64- - 12/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -64-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -63- - 09/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -63-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 62 - 05/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 62
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -61- - 02/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -61-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -60- - 29/12/2023
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -60-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -59- - 26/12/2023
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -59-
 Devamı