Motorcu kara geldi gene bugün. Mağazanın yan tarafında üç adet Java 3.5 motor monte etti. Üç ayrı renk. Siyah, beyaz, kırmızı. Sonra yedi sekiz mobylette monte etti. Flinta çoğunlukta. İki tanede hydro.. daha monte aşamasında iken Java nın kırmızı olanı ve filinta mobiletlerin ikisi satıldı. Motorların ambalajından çıkan bazı evrakları diğer dükkana götürdüm. Aralık ayının son günlerindeyiz.

Yeni yıla dört gün var. Dükkana varınca iki Şentürk kardeşi telefon konuşması yaparlarken görüyorum. Çoğunlukla olduğu gibi karşı tarafla Süleyman Şentürk görüşüyor, paralel telefondan da Mustafa Şentürk dinliyor. Konuşma hararetli. Bir ara kızmış gibi neden uleeeen diyor Süleyman Şentürk. O anda da iki kardeşin gözleri kenetleniyor. Mustafa Şentürk göz ve kaşları ile olumsuzluk belirtirken, Süleyman Şentürk, madem böyle bir şey vardı neden bir ay evvel söylemiyorsunuz diye karşıyı azarlıyor. Gözündeki yarım cam gözlükleri bi çıkarıp masaya atıyor, sonra hararetle takıyor, sonra gene çıkarıyor, arada gözlüğün sapının birini ağzına alıyor. Yahu çok zor arkadaş diyor kızarak. Dört gün içinde hem satıp hem faturalarını filan kesip, evraklarını düzenleyip 31 Aralık akşamı nasıl yetiştireyim size diyor. Koskoca çelik motor firmasına hiç yakışmadı bu durum. 

Karşınızda Türkiye rekortmeni bir tüccar var. En yakın bayiden iki misli fazla motor satmışım, hem de elli bin nüfuslu bölgede. Benim sattığım mobilet ve jawa sayısı kadar koç araba satmamıştır. Mustafa Şentürk'ün göz kaş işaretleri ısrarla olmaz diyor abisine, kabul etme diyor. Buna rağmen Süleyman Şentürk'e haydi yazın madem ve yarın kesinlikle elimde olsun motorlar diyor. Telefonu kapatınca gülümsüyor kardeşine. Oğlum haklısın ama üstün üstü limitten ekstra para ödeyecekler bize. Kabul etmesem şuncağız motor yüzünden beşte bir para alacaz. 

Ticarette bu durumun adı vardır elbet. Ama ben bilmiyorum. Belli bir kotanın üzerinde satış yapınca yüksek bir prim alacaklar ocağın ilk haftası. Sen sıkma canını diyor kardeşine. Ben eder tutar iki günde satarım o motorları, dua edelimde yarın gelsin motorlar diyor. İki gün içerisinde 12 adet jawa, 25 adet mobilet satılacak. Kasım ayındaki soba meselesini bildiğim için bunları iki günde satıp bitireceğini düşünüyorum Süleyman Şentürk'ün. 

Merak ettiğim şu ama. Bu iki günde bana hangi dersleri verecek bu güzel adam, bana hangi duyguları yaşatıp, hangi lezzetleri tattıracak. Derken tabure sandalyesinden kalkıyor, askıdaki Neyir marka gri yeleğini giyip arka melek girmez kahvesine, arkadaşı terzi hacıyı bağırtmaya gidiyor. Yek yeke okey oynayacaklar, terzi hacıyı kızdırıp bağırtacak. Karayı ara diyor kardeşine gider ayak. Yarın işi gücü bıraksın da gelen motorların hepsini monte etsin. Motorlar ertesi günü geldi. 

Tam bir kamyon motor. Motorcu kara başladı motorları monte etmeye. Önce jawalar monte edilip mağazanın önüne sıra sıra koyuldu. Sonra mobiletler monte edilip, ara yola sıra sıra dizildi. Öğleden hemen sonra yarısını sattı motorların. İkindiye mobiletler tükendi. 

Jawa motor sadece 4 tane kaldı. İki siyah, bir kırmızı, bir beyaz var. Bu dört motoru aynı adama sattı akşam üstü. Sen kara bir adam olduğun için, seversin diye iki siyahı ve diğer iki renkten de birerini sana ayırdım. Bu motorları eviyin altına koy, bindiğine bin, hatta çeşit çeşit bin. Gün olacak bu motorlardan misliyle para kazanacak bana teşekkür edeceksin dedi. 

Aynı gün akşam tek motor kalmadı elimizde.