Meriç Tunca
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -46-
10/11/2023 Kaç yasımdaydım hatırlamıyorum. Babam biz üç kardeşi berbere götürdü. Bayram ağzı bir zamanmıştır herhalde. Mut ana yol boyunda bir berber dükkanı. Mahalledende komşumuz bu berber. Berber Ökkeş amca. Ökkeş oğlanları elin boşalınca fiyakalı bir traş ediver dedi babam. O dönem berber dükkanlarını biraz anlatayım. Berber koltukları her zaman dikkat çekicidir. Renk renk havlular tiril tiril. Traş önlükleri renk renk. O dönem her berber dükkanına en az beş altı günlük gazete alınır. Sırf gazete okumak için bile berbef dükkanına gelip, berberden söylenen çay eşliğinde gazete okuyup sigarasını içenler çoktur. Soba yanar usul usul. Sobanın üzerinde etrafına havlu sarılı olan güğüm kaynar. Traş olurken karşındaki aynaya baktığın anda sonsuz tane kendini görürsün. Ön ve arkadaki aynalar öyle bir ayarlıdırki.... görüntü sonsuz kadar tekrar eder kendini. O aynaya bakarkende çok zaman uyur traş olanlar. Biz girdiğimizdede kimisi gazete okuyor, kimisi sohbet ediyor, kimisi çayını karıştırıyor hürpüldetiyor, berber çırağı yere dökülen kılları devamlı süpürüyor, traşı bitip koltuktan kalkanların omuzları ceketleri çırak tarafından itina ile fırçalanıyor, salondaki herkes traşı bitene saatler olsun diyor. Aslında bu söz öteden beriye süzülerek gelen, değişerek gelen bir söz. Aslen söylenen sıhhatler olsundur. Fakat saatler olsuna dönüşmüştür yıllar içerisinde. Berber Ökkeşin eli boşalınca berber koltuğunun üzerine tahta bir oturak koyuldu ve beni koltuğa oturttular. Babam fiyakalı olsun traş dedi gene Ökkeşe. Ökkeş makineyi eline aldı, küçük yağdanlıktan birkaç damla yağ damlattı dişlere. Başladı beni traş etmeye. Kafamın üzerinde berber Ökkeşin makinesi gırç gırç gırç. Orakla veya tırpanla ekin biçer gibi. Bazen makine kafamdan biraz kaldırılıp ters çevriliyor, kesilen saçlarım yere dökülüyor öbek öbek. Harman sapları gibi yığın yığın yerde saçlarım. Uzun sürmüyor traşım. Beş dakikada kabak gibi bir kafadan mütevellit fiyakalı traşımızın sonu. İbrahim abim, rasim abim ve ben. Üç kabak kafa dönüyoruz eve. Ve doğruca hamamlığa sokuyor annem bizleri. Kafamızda kalan kıl tüy sabunla akıp gidiyor kafamızdan ve vücudumuzdan. Tiril tiril sarılıyoruz peşkirlerimize. Başımız üşüyor. Başımız sertavul yaylası. Kar tipi başımız. Berber ökkeşe döneceğim. Aslında yazının öznesi berber ökkeş. Sebebini sonra anlayacak okuyucular. Berber kara Yusuf'ta hiç traş olmadım. Ama dükkanının önünden geçerken hep gördüm Yusuf amcayı. Uzun boylu, pörtlek gözlü, ağırbaşlı, yakışıklı, adından anlaşılacağı gibi koyu esmer kara Yusuf. Çifte kavrulmuş kahve çekirdeği renginde. Pörtlek gözlerin sebebinin bir kısmı alkolden. Kanlı gözlerin tamamı alkolden. Kara Yusuf'u bembeyaz gömlek, altta kahverengi takım elbisenin şık pantolonu, gömlekte kol düğmeleriyle traş yaparken defalarca gördüm. Ağır oturaklı sohbetlerine tanık oldum. Aklıma kara Yusuf düşünce kol düğmeli bembeyaz gömleği, gömleğin yakadan iki düğmesi açık, kahverengi ve şık takım elbisesiyle hatırlarım. Kara Yusuf'a da döneceğiz. Berberlik harici bir anımı anlatacam. Berber Ali. Koca Duranın oğlu, Ökkeş'in çırak ve kalfası, Ökkeş'in elinde olgunlaşıp dükkan açan, benim çok sevdiğim birisi berber Ali. Ali şimşek. Benim yıllarca berberliğimi yapan kişi. Nurlarda olsun. Vefat edene kadar benim berberim, ağabeyim, kadeh paydaşım, sohbet paydaşım, sır küpüm, gülen güzel yüzüm, aydınlık yüzüm. Aydınlık yüzüm evet. Enteresan bir özelliği vardı Ali abimin. Yaşadığı şehre çok duyarlı birisiydi. Tam bağımsız cumhuriyet delikanlısıydı. Dükkanına sadece cumhuriyet gazetesi girerdi. Bu gazeteyi sayfa numaralarına kadar hece hece okuyup hatmederdi. Benim damat traşı hikayemi ve bir hikayesini daha anlatacağım sonra. Berber dükkanı inönü caddesinde şimdiki çerekçi eczanesinin olduğu civardaydı. Berberlerin hepsini buraya yazma şansım yok. Kale altında makas sesinin hiç kesilmediği dükkanı hatırlarım. Şişti oğlu Hüseyin candanın iş bankası karşı civarındaki dükkanını iyi bilirim, ki; babamın dayıoglu olur kendisi. Günümüzde de benim berberim, kendini emekli edene kadar berber ismail abimdi. Ve kendisini çok severim, sayarım. Şimdilerde berberim ismail abimin yetiştirdiği İbrahim. Diğeri de çok sevdiğim, kardeşimden yakınım Hüseyin Ak. Hani bir laf vardır sık kullanılan. Üniversitelerde hocalık yapan yetkin profesörlerden kimisi için şöyle denir. "Hocaların hocası;... Ben Cerrahpaşa tıp fakültesinde hocaların hocası olan kişilerin elinde evrilmiş biriyim. Bir baltaya sap olduğum söylenemez elbet. Ama hocalarımı hep saygıyla, titreyerek yad ederim. Berber Ökkeş berberlerin berberiydi. Mesleğinde ustaların ustasıydı. Elinde çok usta yetişti. Kendisi aydınlık yüzlüydü. Aydınlık yüzlü çok berber ustası yetiştirdi. Berberlerin berberi olmasına diğer bir sebepte benim evimde giz. Babamı berber Ökkeş traş etti. Kayınbabamın vazgeçilmez berberi berber Ökkeş'ti. Beni berber Ökkeş defalarca traş etti. Ta ki kendi elinde yetişen berber Aliye kadar Ökkeş'te traş oldum. İki oğlum var. İki oğlumun da ilk berberi berber Ökkeş'tir. İlk traşlarını büyük bir seremoni ile berber ökkeşe yaptırdı kayınbabam. Berber Ökkeş üç kuşağın berberidir benim evimde. Ayrıyeten mahalleden yakın komşumuz olan berber Ökkeş'in çocukları ile sokağımızda çok oyunlar oynadık. Berber Ökkeş oğlu Ali Aksoy çocukluğumun en güzel yüzlü ve sevimli çocuğudur. Çok sevdiğim kardeşim ve arkadaşımdır. Kayınbabam Süleyman şentürkün vazgeçilmez berberiydi Ökkeş. Rahmetli kayınbabamdan şu anıyı defalarca dinledim. Ökkeş'le ara sıra mangal yakar ikişer kupa rakı içerlermiş. Her defasında et pişirme işi bittikten sonra mangalın üzerine bir tam gömlek yağı atarmış Ökkeş. Her yer duman olurmuş mangalın üstündeki gömlek yağıyla. Bir gün sormuş kayınbabam. Nöğrün oğlum Ökkeş, her seferinde o mangala gömlek yağı atıp her yeri dumana boğan sen. Berber Ökkeş duraksamadan vermiş cevabını o gün. Ulen Şentürk bu dumanı görenler desinler ki, gene iki zengin bir yerlerde mangal yakıp davar yeyip rakı içiyorlar. Berber kara Yusuf ilerleyen yıllarda alkolik oldu. Berberlik yapamaz oldu. Mahalledeki evinin bir gözünü bakkala çevirdi mahalle bakkallığı yapmaya başladı karısıyla. Bir arife günü bakkaldan kolanya algel dedi annem. Koştum kasap musanın dükkanına. Ama bitmiş kolanya. Az ilerideki kara Yusuf'un dükkanına gittim. O an dükkanda olan kara Yusuf'un karısına kolanya var mı dedim. Var dedi teyze. Döndü tereğe ki kolanya yok. Dur guzum dedi. Bayram ağzı olunca bitmiş terektekiler, üç dört koli aldık üç gün evvel, bekle de içerden getireyim dedi. İki üç dakka sonra öfkeyle söylenerek döndü teyze. Kör olmayasıca hepsini içmiş guzum dedi, kalmamış kolanya dedi. Hep gülerim bu anı aklıma geldiğinde. Berber Ökkeş bizi ilk traş ettiğinde makineyle kafalarımızı sıfıra vurmuş ve bizi kabak yapmıştı. Sonraki seferlerde de hep kabak yaptı kafamızı. Berber Ali kendi dükkanını açınca ona gitmeye başladık. Babam Ali abime de tembihlemiş. Bizim oğlanlar gelince makineyle yapacaksın Ali. Yoksa bozuşuruz ona göre demiş. Defalarca makineye vurdu kafamızı berber Ali abimde. Koltuğa otururp tarif ederdik biz ali abim önlüğü takarken. O usul usul dinler ve tamam derdi. Biz konuşurken de önden dalardı makineyle. Biz söylenince gülerdi kendine has. Diğer sefere tarif ettiğiniz gibi yapayım derdi. Birgün itiraf etti. Tunca abimle aramı açmayın dedi. Ben sizi onun tarifiyle traş ediyorum dedi. Daha sonralarında biraz esnedi babam. Önde çok kısa kahkül bırakılıp diğer heryer makineyle alınmaya başladı. Ali abimin dükkanındaki merdiven altı ardiyeye sayısız kez rakı içtik akşamları dükkan kapanınca. Çok sevdiğimizden ayaklarımız hep onun dükkana kayardı. Gülen yüzüyle ve sohbetiyle avlular kucaklardı bizi. Şişemizi alır ona koşardık çok zaman. Şentürklerin kızıyla düğünüm var. Kına gecesi sabahı berber alinin dükkanına vardım elimde bir yetmişlik rakıyla. Dükkanın önünde cumhuriyet gazetesini hatmediyor ali abim. Günaydın abi dedim. Günaydın gadaşım dedi. Sabah beri rakı içtin mi abi dedim. İçmedim dedi kendine has telaşsız ve katıksız gülüşüyle. Yetmişlik rakıyı çıkarıp merdiven altına geçtim. Bardağa rakı koydum. Balık kraker açtım. Gülerek beni izliyor. Oğlum bugün senin kınan var bu ne rakısı dedi. Otur dedim. Abi otur ve şu rakıdan üç dört kadeh iç. İç ki elin titremeden benim damatlık traşı mı yap. Bugün kınalık traş olacak, yarın damatlığa geleceksin, bugün bu yetmişlik işi kurtarır. Yarın iki takım çalgıcıyla ve bir koli rakıyla gele eksin dedi. Güldük. Gülüşüldü. Ertesi günü damatlık traşım onun dediği gibi oldu. Eş dost güle oynaya traş oldum. Anılarına saygıyla aramızdan ayrılan bu güzide insanların.. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - - 02/08/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 85 - - 30/07/2024 |
GÖKSU KURUYOR MİLLET. GÖKSU BİRKAÇ YIL SONRA AKMAZ OLACAK..!!!! |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - - 26/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - - 23/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - - 19/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - - 16/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- - 12/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- - 09/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - - 05/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - |
Devamı |