Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam166
Toplam Ziyaret783187
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Meriç Tunca
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -51-
28/11/2023
Bugün sizlere at arabalarından bahsedecektim. Yaşamımızdan çıkıp giden o güzellikleri yazacaktım. Ama önceliğim şu oldu bugün. Bugün eski kamyonlarımızı yazmak istiyorum. Günümüzde nesli tükenen kamyonlarımız ve bu kamyonların ebediyete göç etmiş sahiplerini biraz anlatacağım. İyi seyirler diliyorum zaman tünelindeki yolculuğunuzda.
Benim ilk çocukluk yıllarımda babamın üç kamyonu vardı. İkisi Thames biri Nissandı bu kamyonların. Günümüzde yok artık bu kamyonlar. Bizim kamyonlar o dönemde Ömer ağa odun deposuna, orman kesim sahalarından odun ve kereste taşırlardı. Bazen babam bizleri de götürürdü yanında. Bu yolculuklarımdan büyük keyif alırdım. Bütün o çocukluk anılarım kalın küllü ve üstü kapalı artık.
Üç yıl kadar evvel köprübaşı aile sağlığı merkezine gittim çalışmaya. Sebebim şuydu. Doksanlı yılların başında köprübaşı sağlık ocağında çalıştım. Ve o bölgeyi çok sevdim.  Emekli olmadan evvel o bölgede gene çalışmak istedim. Çocuklarım ve eşime fikrimi açıkladığımda, benim heyecanımı ve onulmaz isteğimi görünce karşı çıkmadılar. Aslında karşı çıksalar bile gideceğimin kesin olduğunu bildiklerinden onayladılar gidişimi. Kararımdan bir ay sonrası çalışmaya başladım köprübaşı aile sağlığı merkezinde. Doksanlı yıllarda çalıştığımda Alahan'dan itibaren o bölgedeki bütün köyler köprübaşı sağlık ocağına bağlı idi. O zamanki bağlı köyleri tek tek saymayacağım. Şimdiki köprübaşı aile sağlığı merkezine bağlı olan köyleri yazıyorum buraya. Bayır, Kravga, köprübaşı, esenler, Işıklar (Malhoca), Kızılalan, Topkaya (Gille), Çampınar (Kahtama)..
Üç yıl evvel çalışmaya başladığımda bu bölgedeki bazı değişiklikler benim eski anılarımdaki lezzeti bitirmişlerdi. Bu otuz yıl içerisinde bende yaşlanmıştım artık. Bahse konu bölgeyi çok severim. Ölene kadar hep seveceğim. Köprübaşı köyü geçmişte benim en yoğun zaman geçirdiğim yerdi. Son gidişimde önceki gibi zaman geçiremedim bu köyümüzde. Çünkü otuz yıl evvelki sevip saydığım birçok kişi göçüp gitmişti hayattan, bu sebeple köprübaşı köyü bende eksik kaldı çalıştığım bir yıl boyunca. Ama özü itibarı ile çok seviyorum köprübaşı köyünü ve köy yaşayanlarını.
Doksanlı yıllarda çalıştığım zaman şoför Tunca'nın(babam) ve amcam Selami Tunca'nın çok hikayelerini anlattılar. En çok severek işine gittiğimiz kamyoncular baban ve amcandı diyerek başlayıp çeşit çeşit yaşanmışlarını bana da verdiler kıskanmadan. Üç yıl evvel çalıştığımda Kızılalan köyünde Mehmet amca geldi yanıma. Doktor bey oğlum buralıymışsın, Tunca'nın, benim arkadaşımın oğluymuşsun, hoş geldin dedi. Rahmetli babamla yaşıt Mehmet amcam, 1937 doğumlu. Caminin önündeki alanda otururken köyün karşı dik yamacını gösterdi bana. O yamaca yol olmamasına rağmen baban ve amcan çıkarlardı bir tek dedi. Babanda amcanda çok iyi şoförlerdi dedi. Bu köyden çok odun çeken oldu ammaaa, köylü babanla amcanı bambaşka sevdi dedi. Biz o sohbeti yaparken yukarıdan Ömer amca ile hemen alt yanımızdan Mehmet amca geldiler. Bu Mehmet amca yaşça diğerinden küçük 1949 doğumlu. Ömer amca ise büyük olan Mehmet amcanın emmioğlusu, 1942 doğumlu. Ömer amcam çok odunlarını yükledik o zamanki kamyonların dedi. Ama babayın ve amcayın kamyonlarını hep güle oynaya yükledik dedi. Büyük Mehmet amca amcan çok güzel oyun havası oynardı, çok güzel gülerdi deyiverdi. Ve gözleri ufka dalarak, köydeki bir düğünümüze kaldı amcan, ilk o zaman izledim oyununu, sonrasında da düğünlerimize hep davet ettik dedi. Nurlarda olsunlar dedi. Amcan benden dört yaş büyüktü ama çok erken yaşta öldü rahmetli dedi. Kırklı yaşlarında öldü, duyduğumda içimden bir şeylerin eksildiğini hissettim dedi. Diğer Mehmet amca elindeki çaltı dalını yontarak dinliyordu bizi. Mehmet amca sen ne yapıyorsun o dalla dedim. Bıçak sapı yapıyorum dedi yontmaya devam ederek. Hiç unutmam dedi. O zamanlar on beş on altı yaşlarındayım, gene böyle bir çaltı dalı elimde, bıçak sapı yontuyorum. Bıçak yapmayı o yıllarda bir büyüğümden öğrenmiştim, çok hoşuma gittiğinden zahir, o yıl bu yıl bıçak yaparım dedi. Cebinden bir bıçak çıkarıp bana verdi. Hediyem olsun dedi. Şu alt yüzde evimizin önündeydim o gün, elimde çaltı dalı, cebimde de yaptığım büyükçe bir bıçak. Aşağıdan bağırdılar. Yetişin Tunca'nın arabası şarampole uçtu dediler. Bir heyecan ve korku koştum. Bütün köy oraya aktı. Baban köyün girişindeki virajdaki kayadan aşağıya gitmiş kamyonla. Mucize eseri arabayı durdurmuş o dik bayırda. Yükü dahi yıkılmamış. Arabadan inerken gördüm babanı. Kül gibiydi rengi. Baban daha hiçbir şey yapmadan akın akın oraya gelen köylü arka tekerlerin önüne kocaman taşlar koydular. Yükü boşalttılar. Yükü boşalan arabayı halatlarla kayanın beri yüzünden yola çıkardılar. Yükünü tekrar yüklediler. Araba çalışır vaziyetteydi. Görünüşe göre arızası da yoktu. Millet kadın erkek babana kazasız belasız yol dileyip uğurladılar. Nasıl sevindim böyle sevilen birini görünce. Koştum yanına. Cebimdeki bıçağı hediye ettim heyecanla. Öptü okşadı beni baban. Bu bıçağı hep saklayacağım gadaşım dedi.
Babam 1997 yılında vefat ettiğinde cebinden şunlar çıktı. Bir bıçak, 75 kuruş para, bir mendil. Hala bende babamın cebinden çıkanlar. Yıl 2020 Mehmet amca o anısını anlattıktan sonraki hafta bana kendi yapımı beş altı bıçak hediye etti. İster sende kalsın ister dağıt eş dost dedi. 
Sonra bir bıçak daha çıkardı cebinden. Bu bıçak yıllar evvel babana verdiğim bıçağın birebir aynısı doktor bey oğlum. Bu bıçağı muhafaza et dedi. Babama hediye ettiği aynı bıçağın yanında bu bıçakta.
Doksanlı yıllarda köprübaşında çalışırken babamla birlikte taş köprüyü çıktık yürüyerek. Köprübaşından yandan gelen yolu işaret etti babam. Bu köprüyü şiir gibi geçebilen tek şofördü abim dedi. Gözleri yaşardı. O yoldan geldiği hızla köprüye dalardı abim, köprünün zirvesinde ara gazlarıyla beraber takviyeye alırdı arabayı, arabanın sesi türkü olur, arabanın kendi takviyeyle beraber küheylan gibi dikilirdi bu taş köprünün yokuşuna dedi. Şu alanda olan herkes abimin geldiğini görünce işi gücü bırakır, onun köprüden geçişini keyifle izlerlerdi dedi. Sen hiç geçtin mi amcam gibi dedim. Her işin ustası tek olur babacım dedi. Diğerleri taklitten ibaret. Sen sen ol sakın taklit etme hiçbir şeyi, sen sen ol dedi..
Şimdi size iki stajyer kamyon anlatacağım. Bu kamyonun birisi Körpe Alinin açık mavi damperli Ştayeri. Diğeri movak alinin rengi kırmızısı belli olan damperli Stayeri. Biz çocukluğumuzda mut anayoldan geçen arabaları çok izlerdik. Sık araba geçmezdi. Ama geçenler bizi mest ederdi. Çivitlerin ve amcamın enterine hayrandım. Bazen Mack kamyon geçerdi kocaman. Bu kamyonun bir tarafı yamuk olduğundan eğri ağız derdik biz çocuklar. Avurduna yumruk yemiş bir adam gılığı gibi görünürdü bana. Stayerlere ise dilki şerif derdik. Neden öyle derdik bilmiyorum. Ama o Stayerlerden görüpte, heyecanla dilki şerif geçiyor diye bağırdığımda mutlu olurdum. Mavak alinin Stayeri kozlar yolunun yapımında yola malzeme taşıdı. Oğlunun biri benim sınıf arkadaşım. En sevdiğim arkadaşlarımdan biri. Mavak Ali'nin de görpe Ali'nin de yüzleri hep gülmeye yakın, pozitifti. Görenleri ısıtıp mutlu eden yüzleri vardı. Bu pozitif taraflarında dilki şerif (ştayer) kamyonlarının etkisi olduğunu düşündüm hep. Görpe Ali kamyonuna Ermenek'ten yüklediği üç beş ton kömürle gelir bizim odunluğun karşısına park ederdi. Gülen güzel yüzüyle yanımıza sık gelirdi. Kömürünü satmaya başladığında sıkça biz yapardık tartısını.
Bazı kimlikler arabaları ile bütünleşiyorlardı o yıllarda. Şimdi yazacağım dört kamyonda sahipleri et ve tırnak gibiydiler. Bunun en bariz örneği kör omarın Ethem, namı diğer deli Ethem. 140 lık BMC kamyonuyla deli Ethem tek vücuttular. Ethem amcam 140 lık mavi bmc si ile yıllara meydan okudu. İnatla kamyonun hası BMC dedi ölene kadar.
Bir diğer kamyonuyla yek vücut kişi gara sait. Sait amcam yıllarca Mercedes Unimog kamyonuyla çalıştı. Bu kamyonla Orman işçisi taşıdığı yılları bilirim. Bu kamyon çift diferansiyelli idi ve bu özelliğiyle de bozuk orman yollarında, yağmur yaş ve çamurda yolda kalmazdı.
Beni en çok etkileyen iki kamyonun birisi tahtacı hasan amcamın uzun burun kamyonu. Ama markası ya Bedford, ya Toyota olacak. Bu iki marka arasında muğlaktayım şuan. O kamyonla da defalarca orman işine gitmişliğim var. Hasan amcamla defalarca aş karıştırıp aynı sofraya oturmuşluğum var o dağlarda..
Az sonra sadece marka olarak da o dönemin bazı araba markalarını yazacağım. Günümüzde ilçemizde bu arabalar maalesef yoklar artık.
Beni etkileyen en önemli araba ise babamın son kamyonu 1960 model burunsuz Bedford. Bu kamyon yıllarca orman işçisi taşıdı. Yaylalardan yıllarca ev göçü taşıdı. Ben doktor olduğum yıllarda babamdan bu kamyonu istedim. Kamyonumuzu bana bırak dedim. Olmaz dedi babam. Ben ölünce beni nereye defnederseniz kamyonumu da benim göreceğim bir yere getirin. Ben ve kamyonum birlikte çürüyelim dedi. Yaptık babamın isteğini. Ama ben kendimce bir söz verdim. O arabanın, o kamyonun aynısından alacağım. Yıllardır internette çok araştırıyorum bulabilmek için. Bu arayışlarda da Bedford kamyonlarla ilgilide çok şey okudum. Bedfordun sahibi bütün mühendislerini toplantıya çağırmış. Güzel kamyonlar yaptınız ve çok memnunum sizlerden demiş. Ama size şimdi önemli bir görev veriyorum. Bu kamyonların motorunu öyle bir halde üreteceksiniz ki, kamyon rölantide çalışırken bedfor diyecek demiş. Bu samimi isteğe derhal cevap vermiş mühendisler. 1960 yılında üretilen burunsuz bedford kamyonu takdim etmişler. Kamyon gerçekten Bedford diye ses çıkarıyormuş rölantide. Ve sonrasında hep böyle üretilmiş Bedfordlar. Bizim 1960 model Bedfordumuzun sesi kendine hastı. Rölantide çalışırken harrin hart harrin hart diye çalışırdı. Meğer kamyonumuz yıllarca Bedford Bedford demiş..
Bütün gelip geçen kamyoncularımızın ve kamyonlarımızın anılarına saygıyla. Şoför sadık, Deli Ethem, gara Sait, mavak Ali, görpe Ali, ayı Nihat, Dörtyollu Selami, Selami Tunca, İbrahim Tunca, gencelili İbrahim Köselerli, gencelili Celal, becili Hüseyin, kozalak, tahtacı hasan.. hepsinin anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
O dönem kamyonlarımız, Enter, Bedford, Toyota, Nissan, Thames, Stayer, Unimog, BMC, Ford 1210 (alırsın Ford, olursun lord dedirten kamyon), Commer, Austin... vs.. vs.. saygıyla.. güzele çoğalınız..


347 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -67- - 23/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -67-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -66- - 19/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -66-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -65- - 16/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -65-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -64- - 12/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -64-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -63- - 09/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -63-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 62 - 05/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 62
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -61- - 02/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -61-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -60- - 29/12/2023
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -60-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -59- - 26/12/2023
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -59-
 Devamı