Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam283
Toplam Ziyaret783304
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Meriç Tunca
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 23
22/08/2023
Gürkan Ünlü, Hakkı Ünlü, Yavuz Ünlü. Üç güzel adam. Babamın hala oğlusu olur bu üç isim. Konu kozlar olunca bu üç isimde anılmalı. 
Gürkan amcam bizim kahvecilik yaptığımız dönemde bir veya iki yıl yayla bakkallığı da yaptı. Bacaksız Hüseyin bakkallığı bıraktığında bir iki yıl bu bakkalı çalıştırdı. Mekanı cennet olsun. Yıllar var ki kaybettik Gürkan amcamı. Benim kozlar anılarımın içerisinde çok fazla yeri var Gürkan amcamın. Anısına saygıyla. Yaylaya kışın çıkmayı da çok severim. Her hafta sonu yaylada olurum. Gürkan amcam vefat etmeden evvelki dört beş yılda benim en iyi vakit geçirdiğim kişi olmuştur. Onun evinde sabaha kadar içkilerimizi yudumlayıp gecenin bir köründe Sadık Keskin abimin dalyanda vurduğu sakar mekelerden az çorba yapmadık. Bu zaman zarfında da az sohbet şıralalandırmadık.
Sohbetlerimizden hep bal aktı. Hiç kimseyi ne çekiştirdik bu sohbetlerde, nede dilimizi kötüye çirkine çaldık. Rahmetli amcam çok güzel gülerdi. Gürkan amcamda aynı güzellikte gülerdi. Hep güzelden yana sohbet ederdik. Sohbetlerimizin arasına cümbüşü ile maya atardı eşsiz parçalarla Gürkan amcam. Ben kozlar güzelleştirme derneği başkanlığı yaptığımda, 30 ağustos şenliklerimize az bir zaman kala sordu Gürkan amcam. Yeğenim bu yıl otuz ağustos şenliklerinde programınız nedir diye. Siz yerli aptallar antrenmana başlayın, 5 - 6 gün prova yapın. Sahneye önce yerli aptallarımızı çıkaracam demiştim. Hakikaten o yıl çok güzel bir iki saat yaşattılar bize. Cümbüşte Gürkan amcam vardı ve o gün cümbüşü ile devleşmişti. 
Önümüzdeki zaman dilimlerinde ömrüm vefa ederse Gürkan amcamın oğlu Ferhat abimle de böyle bir şey yapmak istiyorum doğrusu. Gelecek nesillere birer güzellik kalsın yayladan. O 30 ağustos şenliklerinde udu ile hacı Ahmet abim vardı. Mekanı cennet olsun Neşri abim kemanı ileydi. Darbukada Yavuz Ünlü vardı. Gerçekten söyleyebilirim ki yaylanın en güzel eğlencesiydi o gece. Anlatabileceğim çok anım var ama Gürkan amcamdan, kardeşi Yavuz Ünĺü'den, gene kardeşi hakkı ünlüden birer anı anlatmak istiyorum. Buradan yazıp anlatıyorum amaaaa.. şayet sürçü lisan ediyorsam da, yanlış şeyler yazıyorsam da affola. 
Bu yazdıklarım yaklaşık kırk beş yıldan bu yana gelen süreçte yaşanan üzeri tozlanmış yayla anıları. En yakın yaşanan anılar bile on beş yirmi yıllık. Ne olur affedin beni hatam olur ise...... daha evvel anlatmıştım. Babamla hafız Nazmi sabahları bir yetmişlik rakı alıp beraberce içerler. Sabah saat sekiz civarına geldiğinde illaki bir büyük rakıyı içmiş bitirmiş olurlar. Olayın olduğu gün rakıyı alıp üleştiler. Keza babam söz konusu rakı olunca Nazmi amcama kayış aşırmakta. Sabah yedi civarı kahvenin önünde, 3 dalga delta radyomuzun müzik yayını eşliğinde rakı içmekte hafız Nazmi ve babam şoför tunca. Keyifleri yerinde. O keyifle de sevdikleri kişileri çekiştiriyorlar arkalarından.
Masalarında ortaya dökülmüş bir paket leblebi, yarım dalda bir elma dilimlenmiş, iki rakı bardağı ve bir bakır tas var. O ara Gürkan amcamı çekiştiriyorlar. Ağız birliği ediyorlar. Gürkanı iyi bir içirip ayağını yerden keselim diyorlar. Laf konuşuluyor ki, tam o anda aşağı yokuşun başından Gürkan amcam gözüktü. Saat olsun sabah yedi çeyrek. Nazmi amcam gülerek ve sevinçle Gürkan geliyor tunca, haydi bu isi bugün yapalım dedi. Bakır tastaki suyu boca etti ve içine susuz rakı doldurdu ve rakı dolu bakır tasla beğdayının evinin yanındaki gürül gürül akan çeşmeye koştu. Babamda kendi bardağında yarım olan sulandırılmış rakıyı susuz rakıyla doldurdu. Nazmi amcamın boş rakı bardağını da susuz rakı ile doldurdu suymuş gibi. Yokuşu çıkıp gelen halaoğlu Gürkan amcamı yanına çağırdı. Gürkan amcam olmazlandı ama kurtuluşu yok garibimin. 
Babam israr etti. Gürkan şu benim bardaktaki rakıyı içmezsen hakkımı helal etmem dedi. Bu söz üzerine Gürkan amcam av sahasına girdi. Babam rakı bardağını uzattı ve fondip yapıp şu buz gibi suyu da üstüne içiver dedi. Gürkan amcam rakı bardağındaki rakıyı bir dikişte bitirdi.. ama rakısı fazla suyu az olan rakıdan dolayı gözleri biraz büyüdü.. peşinden su diye diğer bardaktaki susuz rakıyı içince gözleri faltaşı oldu. Tam bu anda elindeki bakır tasla beğdayının çeşmeden bağırarak gelen Nazmi amcam.. yahu Tunca ne yapan sen.. benim ortağımı mı zehirleyeceksin.. bu yaptığın insanlık mı diyerek bakır tası Gürkan amcama uzatıp al ortağım şu soğuk suyu içiver de içiyin yangısı geçsin dedi. Bu sözlere inanan Gürkan amcam bakır tastaki susuz rakıyı da su niyetine kafasına dikti.. ki; iki üç büyük yudumdan sonra koca adamın faltaşı gibi açılan gözleri kapandı ve olduğu yere yığıldı. Bizim berikiler o hengame ile üzerine soğuk yayla suyu döktüler. Kafasını soğuk suyla yıkadılar. Tiril tiril giydiği gömleği pantalonu ıslandı ve yerde çamur oldu Gürkan amcamın. Gözlerini kısık açtı. Konuşacak oldu. Konuşamadı. Gözleriyle hem Nazmi amcama hem babama imalı imalı baktı. Elinden omzundan tutup sandalyeye oturttular ama Gürkan amcam hiç iyi değil. Bir tas suyu zorla içirdiler. Bakır tastaki suyun su olduğuna gücün inandırdılar. Suyu içince zor bela sizinki insanlık değil diyebildi. Babam bana sesledi. Babacım Gürkan amcanı evine bırak gel koluna gir de dedi. Yedi çeyrekte yokuşun başından sapasağlam çıkan adamı yedi kırkta fitil gibi sarhoş ve her yeri ıslak çamur evine götürdüm. 
Fadime teyzemin gözleri fal taşı gibi açık bize bakıyor. Sordu bana. Ne oldu Gürkan amcana. Sarhoş oldu dedim. İnanamadı. Ben onu evden göndereli yarım saat olmadı daha. Varıp da ne ara içti bu zıkkımı dedi. Gürkan amcam bugün babamın eline düşen büyük bir avdı deyip döndüm kahveye.. Fadime teyzem arkamdan bağırıyordu ben bunun hesabını Tuncadan sormaz mıyım diye.... 
Yavuz Ünlü uzun yıllar ecnebi memlekette işçilik yaptı. Yıllık izinlerinde yaylaya gelirdi. Yavuz ünlü bu izine gelişlerinde çokca Durmuş Deryal ile gelirdi yaylaya. Durmuş Deryal'in havalı kapı beyaz bir Ford minibüsü vardı. Babam bir eylül sonu haydi yaylaya gidelim dedi. Bugün 5 göç getirecem. Üç sefer yapacaz. Bana yardım et dedi. Şimdi yaşanan anıyı burda noktalayıp o zamanki ev göçlerini anlatayım bir.


586 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -67- - 23/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -67-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -66- - 19/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -66-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -65- - 16/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -65-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -64- - 12/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -64-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -63- - 09/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -63-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 62 - 05/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 62
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -61- - 02/01/2024
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -61-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -60- - 29/12/2023
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -60-
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -59- - 26/12/2023
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -59-
 Devamı