Meriç Tunca
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE 27
05/09/2023 Yaylamızın çok değerli iki büyüğünü aynı anda yad etmek istiyorum. Kozlar yayla bakkalı denince. Benim anlattığım hikaye dönemine iki isim hakim. Hataylı Şükrü (nam ı diğer.. pehlivan..) ve Hüseyin Özbay (nam ı diğer.. güdük Hüseyin... bacaksız Hüseyin.) Nurlarda olsunlar. İkisini de çok sevdim ben o kahveci çocuk günlerimde. Hüseyin amca bana adamım derdi. Ben büyürdüm gururum okşanırdı o öyle deyince. Şükrü amca ise pehlivanımdı. Paraya karşı çok pintiydi Şükrü amcam. Ama sevgide ve sevgi dolu gülmecede çok bonkördü. Yaylamızın bu iki bakkalı ile ilgili yazacağım elbet. Ama benim evvelimde yayla bakkalı olan birinin hikayesini anlatmadan geçmeyeceğim. Bu kişi Abdurrahman Karaman abimin babası Habip Karaman amca. Hikayeyi de muhtemelen Abdurrahman abimden dinledim. Hatam olursa affola. O tarihlerde yaylaya göç katır ve eşeklerle olmakta. Günümüze göre oldukça meşakkatli yıllar. Hatırın İstanbul'dan otobüs aldığı yıllar o yıllar. Hürmetin gülizar olduğu yıllar. Para gıt. İnsanlık gani gani. Para gıt ama çok değerli. Şimdilerin tam tersi. Şimdilerde para çok ama değersiz. Eskiden para insan satın alamazdı.. ama şimdi değersiz olmasına rağmen insan satın alabiliyor. Uzatmayacam. Yukardaki iki cümledeki paradoksa göre varın siz düşünün gayrısını. Hikayeye konu olan yıl Habip Karaman amca sekiz on eşek kiralamış yaylaya göç sezonunda. Eşeğin ikisine ev eşyaları yüklenmiş, iki üç eşeğe dükkanda satılacak ürünler yüklenmiş. Beş altı eşeğe de 50'şer kilodan ikişer çuval tuz yüklenmiş. Tuzun o dönemdeki değerini gelin siz düşünün. Kiralanan bir eşek ancak iki çuval tuzu zar zor getirebiliyor. Geçen yıl on kiloluk tuz çuvalı 9 liraydı. Bu yıl bunca zamla beraber olsa olsa 60 - 70 liradır. Ki; en ucuz şey gene de. O yıllarda ucuz mu bilemem. Ucuz değildir elbette.. günümüzde tuzun telaşesi yok artık. Yayla evlerinde artan tuz bırakılıyor. Ertesi yıl gene tüketilebiliyor. Ama o yıllarda tuz çok teleşeli bir mal bakkallar için. Yaz sezonunda getirdiğin tuzu sattın sattın.. satamazsan zarardasın. Çünkü geri götürmeye eşek tutsan zarar. Tutmasan kışın tuz eriyip gidecek kar kış ve nem rutubette. Aşağı tükür zarar, yukarı tükür zarar. Bir önceki yayla sezonunda dört çuval tuz götürmüş Habip amca. O tuzların hepsini sattığı gibi. Tuz bittikten sonrada çok tuz soran olmuş. Hele hele güzün yörükler çok tuz sormuş. Bu sebepten hikayeye konu olan yılda fazla tuz çıkarıyor yaylaya Habip Karaman amca. Hülase yaylaya taşınıldıktan sonra dükkan muntazamca yerleştirilmiş. Nem görmeyecek ve altı toprak zemine değmeyecek şekilde on kadar büyük tuz çuvalı da dükkanda istiflenmiş. Dile kolay. Yarım ton tuz mevzubahis. Bu tuzlar dükkan içinde büyük yer kaplayacak şekilde istif edilince, dükkan içine giren müşteriler onca tuzu görüp, soruyorlar haliyle.. bu sene tuzu çok getirmişsin Habip ağa.. bu tuzun çokluğu ne bu yıl Habip efendi.. bu yıl tuz yılı mı Habip bey. Bu yıl bize tuz mu yedireceksin Hapip... Habip Karaman amcaya bu mimvalde sorular geldikçe gülüyormuş. İçinden söyleniyormuş hem de. Geçen yıl ki gibi tuz sorulursa bu çok denen tuz bile yetmeyecek, diyormuş.. ve zaman akmış gitmiş. Yaz bitmiş. Güz gelmiş. Yayla gün gün boşalıyor. Habip karaman amca sadece 1 çuval tuz satmış. Habip karaman amcanın aklı fikri tuz telaşında. Dükkanına gelen bir sarıkeçiliye dertlenmiş kafasındaki tuz teleşını. Bu sene siz yörükler için fazlaca tuz getirdiydim satamadım. Hiç tuz sormadınız elimde kaldı mal. Böyle dertlenince sarıkeçili sözünü kesmiş. Bana bu çuvallardan birini bedava verirsen tuzun hepsini sattırırım sana demiş. Kabul etmiş teklifi Habip Karaman amca. Yalanı dolanı hakikati derken arta kalan dokuz çuval tuzdan sekizini iki gün içinde satmış yörüklere. Hem de katmerli kârıyla. Tek çuval kalmış elinde. Zaten o tek çuvalda sarıkeçiliye sözlü. Bedavaya verecek, bütün tuzu katmerli fiyat sattıran sarıkeçiliye. Ve nihayet tuzunu almaya gelmiş bahis üzere olan sarıkeçili. Tuzumu almaya geldim Habip ağa demiş. Kahve söylemeden göndermem demiş Habip Karaman amca. Kahve içilirken de sormuş.. ben bu kadar tuzu yaz boyu satamadım ama iki günde senin sayende sattım.. nasıl oldu bu iş demiş. Lokum sandığındaki lokumdan birini ağzına keyifle atan, sonrasında da gülen yüzüyle tuz çuvalını sırtlanan sarıkeçili gülerek şöyle demiş. Yukarılardaki yörüklerin birine tuz telaşı yaptım.. kulağına tuz gölü kurumuş, bundan sonra hayvanlar için tuzu zor bulacaz. Bulduğumuz yerdeki tuzları alacaz artık dedim. Tuz telaşı tuz gölü telaşı oldu ve kulaktan kulağa gitti. Sende iki günde 500 kilo tuzu sattın.. şu on beş günde birkaç ton daha satarsın tuz getirebilirsen demiş... Benim dönemimde bu hikayenin benzerini Hataylı Şükrü amcada yaşadım ben. Hüsnü Oskay ciddi bir muzip. Çok zeki ve kurgucu. Hataylı Şükrüye kurguladığı şakaları ağır biçimde yapar. Bazen kuşluk vakti gelir kahveye. Hataylı Şükrüye seslenir. Teyzeoğlu kalabalık olmadan bir el 66 oynayalım der. Büyük pazarlıklar sonrası oyuna başlanır. Hataylı Şükrü yan çalışmaz sadece iki çay içilecek, bir çay sen, bir çay ben der. Hüsnü Oskay amca kabul eder hataylının şartını. Benimde bir şartım var der. Oyundan zırt pırt kalkmayacaksın. Tamam dükkan işletiyorsun satış yapacaksın. Ama sakız satmaya bari kalkma.. hülase büyük gülmecelerle oyun başlar. Hüsnü Oskay amcam evden gelirken kurmuştur şakayı. Beş on çocuğu örgütlemiştir. Onlar oyuna oturunca çocuklar iki dakika arayla gelip sakız alacaklar. Birinci çocuk gelir sakız alır gider. Ses etmez Hüsnü Oskay amca. İkinci çocuk gelir sakız alır ses etmez. Ü., dört, beş, altı, yedi, ses etmez. Bu arada çocuğun birisi dandy sakız istediğinde Hataylı Şükrü dandy yok deyip tipitip satmıştır. Hülase uzatmayalım. O oyun illaki cıllır o iki çay hataylıya yazılır. Hataylı Şükrü amca morali bozuk vaziyette dükkanın önüne oturup kel kafası sineklene dursun. Hüsnü Oskay amcanın kurgusu bitmemiştir. Sonra dakikada bir çocuk gelir bakkala.. dandy var mı. Dandy var mı, dandy var mı.. hepsine yok çeker Hataylı Şükrü amca.. sonra o çocuğun birine sorar. Ne var bu dandy sakızda, neden tipitip almıyorsunuz. Çocuklar içinde bişey var derler. O hafta toptancıdan yirmi otuz paket dandy sakız getirttir Hataylı şükrü amca. Tipitip bir kutu. Ama sonraki haftalarda çocuklar hep tipitip sorarlar.. yukarı köylere giden eleksi dolmuşundan inen bir kadın kına sordu birgün. Hataylı şükrü yok dedi savdı kadını. Hüsnü Oskay amca orda. Ortak kına getirtsene on kilo. Mevsim kına mevsimi. Kadınlar kış gelmeden kına yakarlar. Aha millet göçecek ve göçmeden kadınlar kına yakacak.. olmazlandı Hataylı Şükrü amca. Kınadan da eksik olalım dedi.. Ertesi günü çocuklar dizildi dükkana dakkada bir. Yarım kilo kına ver şükrü dede.. bir kilo kına ver şükrü emmi. İki yüz elli gram kına ver Şükrü emmi. Hepsine kına yok diyor Hataylı Şükrü emmi.. onlarca çocuk gelip kına sorup gittikten sonra Hüsnü Oskay amca... teyzeoğlu ben dün dediğimde on kilo kına getirteydin bugün sattın bittiydi. Haklıymışsın diyebildi Hataylı Şükrü emmi. Ertesi günü onar kilodan iki naylon kına geldi dükkana. Dükkanın sol darabasına büyük yazı kırmızı kalem kına geldi yazıldı. Kına soran olmadı o gün. Ertesi günü sağ darabaya büyük yazı kırmızı kalem kına geldi yazıldı. O yaz kimse kına sormadı Hataylı Şükrü emmiye.. güdük Hüseyin amcanın dükkanı sol yanında Abid abi kasap. Hüseyin amcamı ara ara kuzuluğa alır ve birkaç dilkeç et veya ciğerle bir iki kupa içirir ısrara binaen. Hüseyin amcamın biraz içince içki göstergesi var. Dudakları cıcık cıcık etmeye başlar belli bir miktar içince. O durumdan sonra gelen içki tekliflerini reddedemez.. bir süre sonrada dükkandan kendisi rakı şişesi taşımaya başlar masaya. Bu durumun son bulması için ya Tuncay abim gelecek dükkana.. ya Hayriye teyze görünecek Hüseyin amcama.. bu Hüseyin amcamlı içkilerin kimisinde Hüseyin amcamı doldururlar. Yahu sen toplum adamısın oturup bizimle içip sohbet ediyorsun. Amma Şükrü ağa biz deyince gelmez. Şu Şükrü ağayı sen çağırırsan gelir derler. Bir süre olmazlansa da Hüseyin amcam, sonunda dayanamaz ve hataylı Şükrü amcayı sürüye sürüye kuzuluğa getirir. Biz esnafız ve bu milletle beraber yeyip içecez de, bu milletten para kazanıyoruz biz.. bazen de biz bakacaz bu millete der.. ikişer üçer kupa içildikten sonrada her iki dükkandan kuzuluğa şişe şişe rakı gider.. akşam olaraktan bu iki bakkalı usulünce eve götürmek görevi de bana düşer. Ben alışverişimi her iki bakkaldan da yaparım. Şekerin birini birinden aldımsa diğerini diğerinden alırım.. her ikisiyle de şımarırım. Her ikisi de çok sever beni. Gözüme kestirdiğim herhangi bir şeyi bedava yiyebilen tek adamım.. bazen belki Şeref hocada bedava leblebi filan patazlar amma azarı yer o. Bana kızmazlar. Yüz eğmezler. Gün boyu çaylarını ben götürürüm.. çaylar bendendir. Bazen istemedikleri halde taze çayımı ilk siz için diyerek götürürüm. Çok hoşlarına gider.. yaylamızın bu iki bakkalı ile ilgili yazacak çok şey var. Şayet ilerde yaylayı kitaplaştırıp armağan edebilirsem orda bu iki güzel adamla ilgili çok şey okuyacaksınız.. anılarına saygıyla.. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - - 02/08/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 85 - - 30/07/2024 |
GÖKSU KURUYOR MİLLET. GÖKSU BİRKAÇ YIL SONRA AKMAZ OLACAK..!!!! |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - - 26/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - - 23/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - - 19/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - - 16/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- - 12/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- - 09/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - - 05/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - |
Devamı |