Meriç Tunca
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -55-
12/12/2023 Ayı Nihat yapıntıya varmadan bitiriyor dürüm kebabını keyifle. Zeytinlikten sonrasında da elini ara ara nohut dolu kesekağına daldırıp üçer beşer nohut yiyor. Keyfi yerinde. Selami güzel adam diyor içinden içinden. Sertavul geçidine çıktığında gene elini nohut kesekağıdına daldırıp üç beş nohut alıyor içinden ve atıyor ağzına keyifle. Ama bu kez bir terslik var. Nohutların içinden yabancı birşey geliyor ağzına. Avucuna boşaltıyor o yabancı şeyi. Bakıyorki bir andız giliği. Telaşla kesekağıdını alıyor eline. Bakıyorki kesekağıdında üç beş beyaz nohut var ve gerisi hep andız giliği. Kesekağıdını öfkelenirken göğüse geri koyuyor. Kesekağıdının koyduğu yüzünde kopyekalem ile şu yazılı.... - ayıya... ayılar andız giliğini çok severler.. isim.. Dörtyollu Selami.. rivayet o ki. Ayı Nihat üşenmemiş öfkesi ile. Geri dönmüş gelmiş muta. Öldürecek bu sefer Dörtyollu Selami amcamı. Ama Selami amcamı mutta bulupta bir türlü hesap soramamış. Gerisin geri yoluna dönerken de ulen Selami öldürmeyecem ulen seni!! Sürüneceksin Selami!! Seni sürüm sürüm süründürecem Selami!! Diyerek yoluna koyulmuş.. Ayı Nihat kahtamadan odun sarmış kamyona. Köprübaşına inerekten bir ses dikkatini çekmiş. Köprübaşının hemen üzerindeki rampadan arabayı enişe verince tık diye bir ses duymuş. Kravga taşköprüyü çıkarkenki köprü ortasındaki yokuşa arabayı verince tık tık bir ses daha. Bayır köyünü geçtikten sonraki yokuşta gene bu tık sesi. Yokuşun hemen sonrası inişte gene tık tık sesi. Kulak kesilmiş çözememiş. Diştaşın alt yandaki düzlüğe kadar kulak kesilmiş bu sese ama bir türlü çözememiş. Oğlum Nihat şurda kenara çek arabayı ve burda geçir geceyi demiş kendince. Tam yatacakken gene odun yüklü bir kamyonun sesi duyulmuş ışığı görünmüş. Yola inince diğer kamyon durmuş denginde. Gelen kamyon benim amcam Selami Tunca'nın kamyonu. Sormuş amcam. Hayırdır Nihat bir sıkıntımı var demiş. Var Selami. Araba burnunu inişe her verdiğinde, araba burnunu her yokuşa verdiğinde tık tık ses geliyor. Köprübaşının yukarısından beri iyice kulak verdim ama bilemedim şanzımandan mı motordan mı. Ama ikisinden birinden geldiği kesin. Bir sıkıntı çıkmasın diye durdum burda. Diştaş yokuşunda sıkıntı çıkarırsa yolu kapatırım diye endişelendim. Yarın tamirci getirip baktıracam. Seninle bende gideyim, araba burda kalsın. Ben bi bakayım Nihat demiş amcam. Çıkmış çalıştırmış arabayı. Bir iki gaza basmış anormallik yok.. şöyle bir yürüyeyim Nihat ben demiş. Sende benim kamyonla gel arkamdan. Amcam arabayı hareket ettirince yukarı bagajdan tık diye metalik bir ses duymuş. Önemsememiş. Vites değiştirmiş aragazlarıyla.. kulağı motor ve şanzımanda. Kulak kesilmiş sıkıntılı bir durum duyamamış. Sonra sert bir fren yapmış gene yukardan tık tık ses gelmiş. Gaza yüklenmiş araba ivmelenince gene yukardan tık tık ses gelmiş. Diştaş yokuşuna varmadan durdurmuş arabaýı sağda. Kapıya dikelip bagaja bakmış. Bagajda bir boş varil. Anlamış o seslerin varilden geldiğini. İnmiş arabadan kilitlemiş kapısını. Ayı nihat amcamın arabayla denklerine gelince durmuş. Bilebildin mi bişey ortak demiş. Ortak anlayamadım amma seyyar lambayı tutuverirsen motor kaputunu kaldırıp bi bakacam demiş gülerek. Vabisin motor kaput kulaklarını çevirip açmış kaputu. Seyyar lambayı yakmış vermiş ayı Nihat'ın eline. Sen bu ışığı içeri güzelce tut, ben yukarı çıkıp ordan bi bakacam demiş. Eline yol kenarından üçbeş dal kırıntısı alıp çıkmış bagaja. Bagajdaki boş varilin önünü arkasını bu dallarla iyice beslemiş. Arada birde bağırıyor ayı Nihat'a. Ortak iyi tut hendeği ışığı burda ben senin için uğraşıyorum!! Hülase işi bitince inmiş amcam. Seyyarı toplamış. Nihat arabana bin ve önden yürü sen. Ben arkandan gelecem. Ses gelmezse alahana kadar çık git. Ama alahanda kavurmanı yerim, rakını içerim. Alahanda durmuşlar. Kavurma gelmiş masaya. Rakılar doldurulmuş. Ayı Nihat sormuş. Selami ses kesilmeye kesildide, sen bu arabayı kamyonun bagajından ağrı nasıl tamir ettin diye sormuş. Amcam çok güzel gülen bir adamdı nurlarda olsun. Gülerken kahkahasını takılattımı herkes duyar gıptayla bakardı amcama. Kahkahayı basmış amcam. Gülerken kadehini kaldırmış. Nihat rakını iç keyifle. Araban tamir edildi işte. Sayende de rakı içiyoruz burda. Anlatsamda anlamazsın bugün bunu. Bu bir ustalık işi. Ama yarın bir gün veya bir hafta on güne sende anlarsın arızayı. Israr etmiş ayı Nihat. Bir büyük rakı daha söyleyeyim de anlat şunu demiş. Amcam gene en güzel gülüşünü gülmüş. Senin şu arabanın bagajındaki boş varil var ya.. demiş.. bugün o varilin yüzü suyu hürmetine sen bana kavurma ve rakı ısmarlıyorsun. Ama ucuz atlattın bu işi. Eğer muttan tamirci getireydin senden yol masrafıydı emeğidi şimdikinden beş on misli para alacaktı. Sonra gelecektiniz buraya, burda şu masrafı tamirciye yapıyor olacaktın demiş. Beraberce gülüşmüşler.. Ayı Nihat karaman düzlüğünde almış kamyonu son vitese, son gaz gidiyor. Karamanın içinden geçerken arka sol lastiklerden bir ses gelmeye başlamış. Bu hikayeyi kendisinden duymadım. Ama kendisi anlattı diyen dayım gencelili İbrahim anlattı. Dayımda karşısındaki insanları kayışa almakta hünerlidir hani. Bundan dolayı hikayede dayımın makarası da olabilir. Fakat bu hikayeye çok gülerim. Hülase dönelim hikayeye. Arka sağ lastiklerden bir ses.. şap. Şap. Şap şap. Aynadan bakmış ki ayı Nihat, arka lastikten siyah bir yumak çıkmış lastikler döndükçe şap şap vuruyor asfalta o siyahlık. Heralde lastik yarıldı kolan lastiği dışarı çıktı vuruyor yere şap şap. Yavaşlamış. Şapıltının sayısı ve seside yavaşlamış. Sağa çekmiş durmuş ayı Nihat. Arabadan atlamış arka lastiğe doğru varmış. Birde ne görse. Jantın büyük deliğinin birine siyah bir köpeğin kafası sıkışmış. Üç beş kilometredir yola şap şap vuran köpeğin gövdesi. Ayı Nihat lastiğin yanına varınca köpek son bi gayret kafayı jant deliğinden kurtarmış ve deliler gibi kaçmış gitmiş. Dayım Nihat amcanın bu hikayesini anlatınca sordu bana.. oğlum o köpek niye kaçtı öyle canhıraş bilirmisin sen. Bilmem dayı dedim şaşkın. Oğlum Allah etmesin bi ayıyla karşılaşma hiç. Sende bir ayı görsen öyle kaçarsın işte dedi muzipçe gülerken.. Son hikaye bu olsun. Hikaye çok ama kokpitteki Ali Yaver Soylu keser çok uzatırsak.. Deli Ethem 140 lık dingilli mavi bmc sine on üç ton tuz yüklemiş Konya'daki bir tuz fabrikasından. Bembeyaz pırıl pırıl çuvallarda tonlarca tuz. Nakliye ücreti gayet güzel. Ethem amcamın keyfi yerinde. Güzelce branda çekilmiş yükün üzerine. Her şey istediği gibi Ethem amcamın. Muavinine keyifle on lira vermiş. Sekiz on domates al, salatalık al, varısa taze soğan al, dört beşte ekmek al demiş. Şehiri çıkınca bir çeşmeli ağaçlı bir yerde durup güzelce karnımızı doyuralım. İki kilodan fazlaca domates, iki kilo civarı salatalık, beş altı baş kuru soğan ile dört beş ekmek almış gelmiş muavin. Şehirden epey çıkınca bir çeşme başında durmuşlar. Söğüt ağacının altına bağdaş kurup oturmuş Ethem amcam. Muavin nevaleleri yıkamış gelmiş çeşmede. Ethem amcam güzelce doğramış yırttığı kese kağıdının üzerine. Beş altı domates, beş altı salatalık. Üç beş baş soğan. Muavin ekmekleri kapmış gelmiş. Ethem amcam muavine ters ters bakmış. Oğlum tuz almadın mı sen bunların yanında. Tuz demedin usta, bende sen demeyince almadım demiş. Seceresini ......min evladı bunlar nasıl yenecek tuzsuz. Her şeyi ben mi söyleyecem! Bir tane patlatmış muavine. Git demiş arabanın ambarını bir karıştır. Belki önceden kalma vardır tuz. Çocuk gelmiş yok usta demiş. Ethem amca gitmiş bakmış arabanın ambarına iyice. Gram tuz yok. Domates salatalıkla ekmek yemeye başlayan muavinine gene yerleştirmiş sumsuğu. Sen böyle sığır gibi yersin işte. Başkada bi işe yaramazsın. Kavga dövüş yemişler domates salatalık, soğan ve ekmeği. Her soğan yeyişinde söylenmiş kıza kıza Ethem amcam. Yemek faslı kavga dövüş bitince ellerini yüzlerini yıkamışlar. Muavinin yüzü eğri ustasına. Ulen çocuk gözümün önünde malağını sarkıtıp durma bide. Git arabanın üstündeki brandayı iyice kontrol et. Sonra birde obanın tonlarca tuzunu yağmurda eritipte mundar etmeyelim yaptığımız işi!! Çocuk brandayı güzelce kontrol etmiş, brandanın iplerini kontrol etmiş. Dönüvermiş elinde çekiç, çekicin metal tarafı ustasının elinde, çekicin sapı çocuğun bacağına ve sırtına defalarca inmiş kalkmış. Ben seni döğmeyeyim de kimi döğeyim ulen!! Demiş. Arabada tonlarca tuz yüklü sen bana tatsız tuzsuz yedirdin onca şeyi!! Bu güzel adamların anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Güzele yol bulsun herkeslerim.. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - - 02/08/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 85 - - 30/07/2024 |
GÖKSU KURUYOR MİLLET. GÖKSU BİRKAÇ YIL SONRA AKMAZ OLACAK..!!!! |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - - 26/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - - 23/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - - 19/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - - 16/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- - 12/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- - 09/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - - 05/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - |
Devamı |