Okuyorum aşkım. Oku aşkım. Işbarayamtar.... ıyk... tunga.... alp... alper... alpertunga............ benim favorilerim ısbarayamtar ve ıyk olduğu için başa yazdım. İkinci evladımız, canımız aşkımız İbrahim'imize hamile iken eşim sordu... çocuğumuza ne isim koyacaz diye.. merak etme aşkım o da ismiyle gelir dedim. İlk evlendiğimiz günlerde eşimle sohbetlerimizde kendi çocukluğumuzla bir gavle varmıştık. İlk çocuğumuz doğduğunda kız olursa adını ben koyacaktım.. ve adı Şerife olacaktı. Erkek olursa adını eşim koyacaktı. O da Meriç olsun erkek olursa diyordu. Dedim ya çocukluk işte. Canım eşimin gebeliğini tespit ettiğimizde çok heyecanlandım. İçimin uzak bir köşesine sevinçli bir korkuda yerleşti. Ben zaten çok seviniyordum ama bu içimdeki sevinçli korkuda neyin nesiydi diye çok düşündüm. Aydıncık'ta oturuyoruz. Gelini oraya indirdim. Evliliğimiz şerefine eşime deniz kenarında, inci gibi, iki adası olan, tertemiz denizi, küçük bir ilçe aldım. Aydıncık ilçesini aldım eşime o günlerde.

Bizim meşhur oyun havamız, daha doğrusu biz mutluların düğünlerde milli marşı gibi olan ham çökelek de der ya hani. Aslı yok yaylasında binbeşyüz baş koyunum var benim... benimki de öyle birşey işte. Aydıncık benim eşime aldığım küçük ilçem. Eşimin gebe olduğunu öğrenince mersindeki bir arkadaşımı aradım. Bana güzel bir hekim öner bu konuyla ilgili dedim. Bilgin kurt isminde bir hekim önerdi o da. Bilgin abim nefis bir insan, nefis bir hekim.. birçok meziyetini sayabilirim.. Süleyman'ımın ilk muayenesini yapan güzel bir adam bilgin abim. Sekiz ay eşimi ve annemizin karnında gelişen çocuğumuzu eni konu takip eden, bizi tane tane bilgilendiren, bize destek olan çok değerli büyüğüm bilgin kurt. Her hatırladığımda sevgim ve saygım örüstü ayağa kalkar bilgin abim için. Eşimin gebeliğini ve her şeyin yolunda olduğunu özellikle muta gidip anlattık. O gün kayınvaliden enfes yemekler hazırladı gene.. işi Şerifem organize etti. 

Süleyman Şentürk'ün evine akşam yemeğine annem babamda davet edildiler. Yemekte Şerife'nin gebe olduğunu ve bir torunlarının olacağını herkese ilan ettik. O bayram havasını anlatamam. Kayınbabam Süleyman Şentürk'ün dolaptan rakıyı kapın gelin... bugün ikişer kupa içilsin derkenki mutluluğunu anlatamam. Babamda mutlu elbette.. ama babam bu duyguyu önceden iki defa yaşadığından, Süleyman Şentürk'ün sevincini izliyor gibi yapıyor. Ama babamın yüz hatlarının ve gözlerindeki ışığın nasıl bir sevince dönüştüğünü ben görmekteydim.. gözgöze geldiğimizde içindeki sevinci gördüğümü oda hissetmişti. 

Bu sevinçle kadehlerimizi tokuşturarak içtik o gün rakılarımızı. Şerife hariç masadaki herkes bugün enaz ikişer kupa rakı içecek dedi kayınbabam.. Günsel hanım herkese rakı bardağı getir dedi keyifle. Annem(ki; annem namlı içkicidir), babam, kayınvalidem, kayınbabam ve ben keyif ve sevinçle kadeh tokuşturduk o gün. İçimdeki sevinç yüklü korkumda keyfe büründü o an. Zaman geçmiyor gibiydi. Öte yandan da geçtiğini gösteriyordu bana.. Aydıncık sağlık ocağında elime tutuşturulan kağıdı okuyup imzaladım. Ocaktan ayrılıp evimize gittim.. muta taşınacağız aşkım, buradaki geçici görevim sonlandırıldı dedim.. iki kişi geldiğimiz Aydıncık'tan gene iki kişi, ama aslında üç kişi olarak ayrıldık.. mut evimize taşındık. Daha sonraki gebelik kontrol muayenelerimizin birinde bilgin abi. . 

Heyecanlımısın Meriç.. çocuğun cinsiyetini merak ediyor musun dedi.. bana cinsiyeti farketmez abi dedim. Ben doğumda bana sürpriz olsun cinsiyeti dedim.. şerifem eğer cinsiyeti belli ise öğretmek isterim elbette dedi sevinç ve heyecanla ve de utanarak... muayene sonrasında bilgin abinin yüzüne ""eeeeee"" der gibi bakıyordu şerifem.. bilgin abim sakin sakin hayırlı olsun bir kızınız olacak deyiverdi.. çocuğun kız olacağı bilgisi tahminen şöyle ulaştı kayınbabama.. günde beş altı defa annesi ile telefon görüşmesi yapan eşim (iki ev arası 50 metre) .. annesine bu durumu ilk telefon görüşmesinde söyledi.. kayınvalidemde telefon açıp dükkanında çalışan Süleyman Şentürk'e bu durumu bildirdi.. Süleyman bey müjdeler olsun çocuğun cinsiyeti belli olmuş.... eeeeeee... kız torunun geliyor Şentürk!!!!! Karşıdaki ses bu defa aynen şöyle... eeeeeee derkenki istek heyecan ve coşku gitmiş.. yerine kırık bir sesle cevap vermiş kayınbabam.. demek kızmıymış beeee... deyivermiş.. belli ki içinde çok fazlasıyla erkek torun büyütmüş... anlatırken filozof veya bilge diyorum kayınbabam için.. bunu özellikle bilerek vurgu olsun diye ısrarla söylüyorum.. bu adam içinde neyi güzelliyorsa o oluyor hayatında.. bunlardan dolayı da özel bir insan olduğunu düşünüyorum. 

Daha sonraki bazı kahvaltı veya akşam yemeklerimizde defalarca takıldık kayınbabama.. demek kızmıymış beeee.. dedin haaa dedik güle güle.. cinsiyeti farketmez bana dedi hep.. sağlıkla gelsin, güzel bahtıyla gelsin dedi.. ama her defasında da erkek oluverecek gibi geliyor bana dedi... o dedi.. hep güldük mutlu mesut.. artık gebeliğin sonlarına yaklaşmaktaydık.. bilgin abi son kontrollerini yaptığında bir sonraki gelişiniz doğum olacak, ona göre hazırlıklı gelin Meriç dedi. 

Ben burda her şeyi en iyi şekilde ayarlar organize ederim kardeşim dedi. İki üç gün sonra muta gidelim, iki üç gün kalalım dedi eşim. Muta döndüğümüzde akşam yemeğine gine annem babamlarda çağrıldı.. akşam yemekte kayınbabam... Meriç babacım herkes burdayken bir şeyler söylemek, fikrimi belirtmek istiyorum bir konuda dedi. Gözlerimin içine baka baka sevgiyle devam etti.. babacım evet dokuz aya yakın bir süredir mersinde kontrollerinizi oldunuz, doğum içinde her şeyi en iyi şekilde organize edecek doktorunuz. Sağolsun.. o doktora bizlerde müteşekkiriz.. bizim mut hastanesine de iyi bir kadın doğumcu geldi.. kendisiyle de tanıştım.. bende çok yakında dede oluyorum, kızım doğum yapacak dedim. 

Adam benimle çok ilgilendi. Gelsinler doğumu ben burda yaptırayım dedi ... olmaz deme babacım.. bu gece sakin sakin düşünün şerifeyle.. hem o gün geldiğinde her birimiz mersine taşınmayalım.. sizin doğumda birçok insan gelecek oraya.. içimizden yorulup dinlenmek isteyenler olacak.. burda olsa kolay olacak babacım.. misafirlerimize de evlerimizi açarız.. iyice bir düşün babacım olur mu... olur dedim.. yarın şerifeyi bi muayene etsin bu doktor öyleyse dedim.. sevindi herkes.. 26 mayıs 1994 günü şerifemin elini tutarak bende girdim mut devlet hastanesi ameliyathanesine. 

Bana yıl gibi gelen dakikaların sonrasında ameliyat ekibindeki ebenin biri çocuğumuzu eline alıp biraz kaldırdı. Göbek kordonu klemplenip kesildi.. çocuğun bazı ölçümleri yapıldı. Yüzü gözü güzelce silindi.. sonra çocuğumuzu yeşil beze sarıp bana verdiler.. elim kadar bir çocuk.. iki kilo 993 gram.. küçücük ağzı. Ne güzel esniyor yarabbim.. elleri küçücük, ayakları küçücük.. müthiş bir mucize.. bu mucizeyi dışarda bekleyenle görmeli.. sevinmeli dışarda bekleyenler. Çocuğu kapıdan anneme verdim.. ben şerifenin yanındayım, az sonra geliriz bizde dedim ve geri girdim.. girerken elimi sakın bırakma demişti şerifem.. narkozdan çıkarken neden bıraktın elimi diyerek sayıklamaya başladı. Su ver dedi.. çok ağrım var dedi.. o ne dediyse içim kıyıldı.. içimdeki sevinçli korku büzüldü iyice.. ameliyat tamamlandıktan sonra kum torbaları koyuldu dikiş bölgelerine.. bir saat sonra morfin yapılsın denildi.. hastanede morfin olmadığını öğrenince karamandan morfin getirttik.. bu süre içerisinde canım şerifem çok ağrı çekti.. ama annemin giydirip sarıp sarmaladığı çocuk, çocuğumuz şerifemin kucağına verilince şerifem bütün acılarını unuttu.. aşağıya indim.. acil kapısının önüne çıktım.. öyle dayanılmaz bir sıcak var ki nefes almak imkansız. 

Babamla göz göze geldik. İşaret etti gel dedi.. babacım nüfusa git çocuğun kimliğini çıkart gel dedi. Çocuğun adını Süleyman koyacaksın yoksa hakkımı helal etmem dedi.. Süleyman'ın ilk torunu bu.. ve onun adı olacak bu çocuğumuz dedi.. peki diyebildim.. arabaya yöneldim.. pastaneye uğra iki sini baklava al, üzerine bol dondurma koydur öyle var nüfusa, bu sıcakta onlarda bir nefes serinlesinler Süleyman'ımızla dedi babam.. iki sini dondurmalı baklavayla çıktım nüfus idaresine. 

O zamanlar özel idarenin olduğu binanın bir üstü de nüfus müdürlüğü idi. Nüfus müdürü babamın dayısının oğlu Mehmet abimin eşi gülcan yengemdi.. nüfusda herkes neşelendi Süleyman'ımızın dondurmalı baklavası ile. Nüfus memuru Ahmet abi nüfus cüzdanı kartını çıkartıp adı ne olacak doktorum dedi... adı Süleyman Şentürk soyadı Tunca olacak dedim.. öyle ya.. olmuşken tam olmalıydı.. oğlumun adı Süleyman Şentürk olmuştu.. TC kimlik kartını elime aldığım gibi koşar adım indim merdivenleri.. hiç oyalanmadım pastaneye uğrayıp hastaneye vardım.. arabadan inince babamla gözgöze geldik. Gözümün içine bakınca, gözümle yaptım dediğini dedim.

Dört sini dondurmalı baklavaları hastane personeline verip herkese dağıtın yeyin az sonra arkası gelecek dedim ve yukarı şerifemin yattığı odaya çıktım.. kayınbabam kapıda idi.. eline torununun kimlik kartını verdim. Okudu.. adı Süleyman Şentürk..... koştu çocuğu kucakladı.. 26 mayıs 1994.. mut tarihinin bana göre en sıcak günü.. kayınbabam Süleyman Şentürk o gün kızından olma torununun kulağına sevinerek ve heyecanla isim ezanını okudu.. senin adın Süleyman Şentürk.. senin adın Süleyman Şentürk.. senin adın Süleyman Şentürk.. allahuekber allahuekber allahuekberrrrr...