Yıl baya bi evvel.. ya 1986. Yada 1987... la villada sahne üzeri ışıklar dönüyor.. onlar döndükçe içerisi renk renk oluyor.. böylesi ortamda insan yanı başındaki insanın çehresini net göremiyor.

Masalarındaki insanlar müziklerin ritmi ile ufak tefek hareketleniyorlar, ama mekanın sahnesinin tepesindeki renkli ışıklar hareketleri artırıyor.. herkesi hararetli bir şekilde ritim tutuyor gibi algılıyorsun.. böyle olunca da, sende coşuyor hareketleniyorsun.. bir süre sonra kendimi bi başıma oynarken gördüm.. herhalde kendimden, aynadan bana yansıyan halimden utandım.. ve oturdum yerime.. tepemde sürekli bekleyen başgarson bir isteğim olup olmadığını sordu.. teşekkür ettim yok dedim.. ama bir sorum olacak dedim.. buyrun efendim dedi.. burası epey pahalı ve lüķs bir yer anladığım kadarı ile... her şeyi sormayacağım elbette.. ama bir şişe şampanyanın fiyatını bana söyleyebilir misiniz dedim.. aman efendim, siz misafirimizsiniz küçük şeylerin lafı olmaz dedi.. sorumda ısrarcı oldum.. az sonra Cevdet amcanın yanına gideceğim ve bu soruyu ona soracağım söylemezsen dedim.. iki yüz bin lira efendim dedi.. 

Ben o tarihlerde ayda otuz kırk bin lira harcıyorum.. kırk bin üzerinden hesaplayınca bir şişe şampanya benim beş aylık harçlığım ediyor.. otuz şampanya yüz elli aylık harçlığım.. o günkü hesaptan baktığımda beni İstanbul'da on iki yıldan fazla yaşatacak bir meblağ bu.. kafamdan bu hesapları yaparken, sahne üzerindeki renkli ışıklarında etkisiyle, bir azcıkta ikinci duble viskinin etkisiyle başım dönüyor.. korkuyorum.. korkuyorum.. 

Ömer ali duran denen şahsın yanına bir daha gelir miyim bilemiyorum bu ruh halimdeyken.. başgarsona, Cevdet amca arabasını gönderecek birazdan.. beni aldıracak.. araç gelince bana haber verin diyorum.. araç kapıda hazır efendim diyor.. sevinip kalkıyorum.. başgarsona hesap ödemeyi çok isterdim ama, benim üzerimdeki para böylesi mekanlarda hesap ödemeye yetmiyor diyorum.. aman efendim diyor başgarson.. hesabınız müessesemiz tarafından ödendi efendim diyor.. 

İki komiye işaret ediyor beyefendiye araca kadar refakat edin diyor.. merdivenlerden inince Ömer ali duranı görüyorum vestiyerin önünde.. iyi akşamlar diyorum.. gayet sevecen bir şekilde iyi akşamlar, yarın öğle arası gel, ve mevzuyu Cevdet bey bilmesin diyor.. mekanın hemen kapısında bordo mersedese biniyorum.. araç hareket edince şoför bir arzunuz var mı, gitmek istediğiniz başka yer var mı, yoksa direk beyaz saraya mı gidelim efendim diye soruyor.. beyaz saraya gidelim diyorum.. beyaz saray denen yeri merak ediyorum... iki üç dakikada ulaşıyoruz beyaz saraya... tarihi bir binanın kapısında beyaz zemine kırmızı yazı beyaz saray gazinosu yazıyor.. hemen bitişiğinde yaldızlı panosu yanıp sönen tarihi binada da elise gazinosu yazıyor.. altında da beş yıldız mevcut... bakalım daha ne kadar şaşıracağım Süleyman amca diyorum içimden... ve.. arabadan iniyorum ...