Bukay amcamdan söz açılmışken, bu noktada birkaç anımı anlatmak istiyorum.. 

Yayladaki bu büyüklerimizden ara ara portrelerle anılarımı anlatacağım zaten... bende büyük etkisi olan, yaşamımı çok fazla etkileyen kişiler bu büyüklerim.. postacı emin oğlu Bukay Tüzün.. döneminin en iyi fizik öğretmeni Bukay Tüzün.. ben Bukay hocanın fizik derslerinde bulunamadım ne yazık.. ama yayla kahvemizdeki hayat derslerinin müdavimiydim hep.. ayrıca Bukay hocanın üç çocuğu da hayatımın ayrılmaz parçaları.. benim hayatımdaki yerleri ayrı ayrı çok güzel.. her birinin bendeki saygınlıkları da üst sıralarda.. büyük oğlu Emin Tüzün benim yaşıtım.. benim cumhuriyet ilkokulundaki sınıf arkadaşım.. zekasına hayran olduğum birisi.. istisnasız Bukay hocanın üç oğlunun da zekalarına hep hayran olmuşumdur.. ama sınıf arkadaşım emin ile aynı zamanda asker arkadaşıyım da.. 238. Dönem asteğmeniz ikimizde.. acemi birliğinde üç ay aynı bölükte idik.. acemi birliği sonrası o Patnos'u çekti kurada.. ben Sarıkamış'ı çektim... 

2009 yılında Mut belediye başkanlığına adaylık başvurusu yaptım yerel seçimlerde.. bu seçim döneminde bir gün Bukay amcamdan selam getirdi bir büyüğüm.. yanıma gelsin demiş.. muttaki iki katlı taş evlerinin üst katında oturmakta.. ben üniversitede okurken, yaylada da kahve işletirken, bu evin alt katında bizde oturduk beş altı yıl.. evine gittim Bukay amcanın.. kendisine rakı koymuş bir duble.. domates ve yoğurt, peynirden meze yapmış.. sarıldı öptü beni.. bir duble ikram edebilirim dedi..

Seçim boyunca çok tempolu ve disiplinli çalışmam gerektiğinden o beş altı ay hiç alkollü içki almadım.. Bukay amcanın teklifini de bahanemi belirterek nazikçe reddettim. Sohbet ettik.. seçimlerden konuştuk.. kendisinin yıllar evvel aday olduğu seçimden bahsetti.. yaşadığı kıymetli tecrübelerini anlattı bana.. yüreğinin dolusuyla başarı diledi.. yapmam gereken ne ise yaparım, yanında koşarım dedi.. bu sohbet sırasında su bardağına su koyarken, sürahiden bardağa diye döktüğü suyu dışarı döktüğünü görünce müdahale ettim.. yarın derhal göz doktoruna gidiyoruz mersine dedim.. olmazlandı ama ikna ettim.. 

Ertesi günü benim arabamla mersine gittik.. göz muayenesini yaptırdık.. çok fazla yapabileceğimiz bir şey yok dedi göz doktoru.. ama bardağına suyunu koyarken dışarıya dökmez olacak birkaç güne kadar dedi.. birkaç damla yazdı ve çıktık.. çıkınca bana döndü, doktor oyalanmayalım muta gidelim.. sen çalışmalarını daha fazla aksatma dedi.. 

Ben bir gün evvelinden o günkü bütün randevularımı iptal etmiştim.. olur dedim Bukay amcama.. ama onun haberi olmadan da narlıkuyu balıkçım orfoz restorantı sinanı arayıp iki kişi geliyorum, çok özenli bir masa hazırla hemen denize sıfır demiştim.. mut yoluna yola koyulduk.. ama Bukay amcama narlıkuyuda duracağımızı söylemedim.. o yaşlardaki insanlar oldukça duygusallaşıyorlar.. gözleri dolarak sağol yeğenim dedi.. sizler sağolun ve gölgenizde bizler hep olalım dedim.. yıllarca kozlarda kahvede bizlere hizmet ettin.. şimdide bana hekim olarak rehberlik ediyorsun.. çok gurur duyuyorum sizlerle dedi gene sesi titreyerek.. sizlerin sayesinde güzel yetiştik Bukay amca, kozların o güzelim yapısındaki siz değerli büyüklerimiz bizleri en iyi şekilde yetiştirdiniz dedim.. sohbet akıp giderken yolda akmaktaydı.. nihayet kızkalesini geçip narlıkuyuya yaklaşırken şöyle dedi.. zamanın olaydı, programın yoğun olmayaydı şu narlıkuyuda bir balık rakı yapsan çok iyi olurdu deyiverdi.. borcum olsun ileriki bir zamana dedi.. daha bu sözlerini söyleyeli iki dakika olmamıştı ki narlıkuyuya saptım.. ses etmedi.. orfoz restorantın önüne durdum.. indik arabadan.. Sinan kapıdaydı.. masa aynı yerde hazır hoş geldiniz dedi.. arabanın anahtarını sinana uzattım.. masamıza oturunca gene çok duygulandı Bukay amcam.. 

Ulen çocuk beni ağlattın bugün dedi.. ağlamayacağız ve güzel günler için kadeh kaldıracağız.. ben bir yarım duble içerken sen üç duble içeceksin.. keyifle yeyip içip yolumuza devam edeceğiz.. benim bugünüm tamamen size ait Bukay amca.. şu güzellikleri yaşayıp sohbet ede ede güzel bir anı çoğaltalım şimdi.. sohbetlerimizde şıra şıra olsun dedim.. bardaklarımıza rakı koydum.. suları da ben koyayım doktor bey o zaman dedi.. suyun yarısı bardağın dışına, yarısı içine derken sularımızda koyuldu.. hüzünlendi gözlerine.. birkaç haftaya bu durum biraz düzelecek dedim.. keşke dedi gene hüzünle.. ilk yudumlarımızı şerefe ve sağlığa diyerek aldık.. 

Çok sohbet ettik.. ikindi saatinden gece ona kadar oturduk.. denizi seyrettik.. dağların sesini dinledik.. eski günlerde çimdik.. kozlar kahvesinden konuştuk.. kahveden söz açıldığı bir sırada daha evvel anlattığım taze çay mevzuunu ve mır gocanın bana tavsiyesini, bu tavsiye ile kendisine süzgeç altı çay damlalarından oluşan püse gibi sudan çay yapıp verdiğimi de anlattım.. helal et Bukay amca dedim.. helal olsun be doktor Meriç dedi.. helal olsun.. 

Kozlarda o dönemlerde yetişen bütün çocuklarımıza helal olsun dedi.. o dönem yetişen, kozların büyüklü küçüklü bütün çocukları saygıyı hak ediyorlar dedi.. sana da saygı duyuyorum doktor Meriç.. senle ilgili duyduğum her güzel şeyde gurur duyuyorum, keşke babanda bugün yanımızda olsaydı dedi.. 

Bukay amcamla o gün çok güzel saatler geçirdik.. anısına saygı ile.. kahvemizin o yıllarında büyük abim üniversite sınavına girecek.. o yıl tek sınavla yerleşiliyor üniversiteye.. gene o yıl mutta açılan dershanede Bukay amcam fizik dersine giriyor.. büyük abim Bukay hocanın talebesi.. sınava birkaç gün kaldı artık.. kahvede otururken, diğer yanda oturan ve o yıl sınava girecek olanlara dönüp şöyle dedi Bukay amcam.. sınav geldi çattı artık.. hazır mısınız gençler dedi.. hazırız dedi herkes.. o zaman size bir soru dedi.. mersinden 80 km/h hızla mut istikametine gelen bir otobüs var.. Mut'tan da aynı anda ve aynı hızla mersin istikametine giden bir otomobil.. bir saat içerisinde bu iki araçtan hangisi daha fazla yol kat eder dedi... soru biter bitmez sıhhiye ihsanın ihsan abim cevabı yapıştırdı.. otobüs daha çok yol alır dedi... neden dedi Bukay amcam.. ihsan gene belemedi yapıştırdı cevabı.. otobüsün tekerleri daha büyük dedi.. 

Bukay amcam gayet sakin.. birkaç saniyelik duraklamadan sonra ihsana şöyle dedi.. ihsan yeğenim senin hesabına ve mantığına göre.. amca oğlun Ahmet traktörü ile muttan kozlara doğru yola çıktığında, traktörün ön tekerleri çaltılıdayken, arka tekerler pınargözünde olması lazım deyiverdi.. ihsandan tek ses çıktı diğer herkes katıla katıla gülerken... haaaaaa!?!?!?... 

Bukay amcamın anısı önünde saygıyla eğiliyorum.. kalbimizdesiniz...