Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam314
Toplam Ziyaret768411
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
SAHTE
26/09/2018
Merhaba,
Eylül aslında hazan ayıdır. Ama gel gör ki havaların artık inatla yaz ve kış biçiminde tezahürü ile ne sonbahar kaldı ne de ilkbahar. Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar, kış uykusuna yatmaya hazırlanan doğayı anlatırdı eskiden. Eylülün sonuna geldik. Hava hala yaz günü gibi sıcak. Kızaran yaprak yok ki sararan ve dökülen yaprak olsun. Yani ekinoks dediğimiz; gece ve gündüz eşitliğinin ertesi günü sonbahara geçtiğimiz de artık havada kalan bir iddia. Ekim ayı içinde de sonbahara dair hiçbir iz olmayacak gibi geliyor bana. Hava şöyle bir bulutlansa, hafif bir rüzgar çıksa, uzaklarda bir yerlerde yeni yağmış bir yağmurun, o yağmurla ıslanmış toprağın kokusunu getirse. Kış geliyor diye düşünsem, üşüsem birazcık. Ama nerde? Varsa yoksa kişiliksiz ve yabancı bir sıcak çökmüş unutmaya yüz tuttuğumuz iklimin üzerine.
Önümüzde eli kulağında bir yerel seçim takvimi var. Takvim açıklanınca süreç başlayacak. Aday adayları kendilerini belli edecek. Bazıları adaylığı kabul edilmeyince küsecek. Birileri birilerini işaret edecek. Partiler ve temsilcileri, ideolojileri ile asla bağdaşmayacak pazarlıklara girecek. İtiraz edilecek. Kavgalar çıkacak. Gürültülü propagandalar ve seçim şarkıları liste başı olacak. Her partinin adayı en iyi aday olacak. Memleket battı batıyor, yalnızca biz kurtarırız diyenler, benim yüz bilmem kaç oyum var, bana meclis üyeliğini garanti edin, sizin partiye gelelim diyenler, bu sefer bizim oğlanı seçelim, öbür seçimde senin enişteyi seçeriz diyenler, bir dönem daha kalalım sonra çocuklara devrederiz buyuranlar, daha neler neler.
Bu yola çıkarken inanç olmazsa olmaz birinci şarttır. Buradaki inanç bazı sosyal dinozorların anladığı gibi dini inanç değildir. Ya da istediği gibi anlayanların anladığı inanç değildir. Birlikte yola çıkılan insanların hepsi yanına şemsiye almalı. Yoksa, çantasında havlu ve mayo bulunduranlar yolun dikleştiği yerde sizden ayrılır. Sonuçta hayal kırıklığı olur, dört parti olduğu için dördüncü olursunuz. Ya daha fazla parti olsaydı diye de düşünürsünüz. Şemsiye bu durumda işe yaramaz, çünkü açılmaz. Şemsiyenin neden açılmadığı bulunduğu yerle ilgilidir.
İçinde hiçbir ümit taşımayan isteklerin tümü aşktır. Aşk biraz da fantezidir. Bu işlerde aşka ve fanteziye yer yoktur. Ümidinizi canlı tutacak, ufuk çizginizi her daim aydınlık yapacak yol arkadaşlarına ve güçlü bir yağmura ihtiyaç vardır. Havanın yağış havası olduğuna, göğün gürlemesine aldanıp ardından yağmurun geleceğine kesin gözüyle bakmayın. Şimdi durayım bir sonrakinde yaparım dersen, yağmur bulutlarını sana getiren rüzgar, aynı hızla alıp gidebilir.
Yağmur hasreti ve bereketsiz hasatlardan sonra, bir şey ekmese de parasını alanların, yağmurla bulutla işi yok. Onların tek derdi tembellik paralarını verenler bir yere gitmesin şeklinde. Oysa çalışmıyor diye şikayetlendikleri her birim, kendileri gibi tembellikten besleniyor. Tembellik sürdükçe toprak kahır doluyor, toprak yok sayılmanın ihanete uğramanın acısını çıkarır bir gün. İşte o zaman milletin efendilerinin tembelliği pişmanlığa dönüşür. Ve pişmanlık en büyük günahtır. Çünkü telafisizdir.
Bazen yazmak istediklerimi yazmayıp bekletiyorum. Yazdığım zaman herkesi memnun edecek türden çiçek-böcek yazıları olmadığı için mutlaka birileri alınıyor. Buradan bir kez daha belirtmeliyim ki; benim herkesi hoş tutmak gibi bir hedefim yok. Herkesi hoş tutmak sahtekarlıktır. Kimliğinden kişiliğinden ve kendinden vazgeçmektir. Ya da zaten bir kişiliği yoktur. Açıkçası “herkesi kucaklayan, herkesle barışık vs” denildiğinde bu işin yalnızca bazı hanelerde yapıldığını düşünüyorum. Orada da ücreti karşılığı yapılıyor zaten. Bu şekilde bir davranış biçimim olduğu için benimle “düşünce veya tercih” farklılığı olan bazı insanların beni eleştirdikleri nokta hep aynı: Sen esnafsın böyle yapmamalısın!!! Peki. Nasıl yapmalıyım? Her konuştuğum insanla onunla aynı fikirde aynı görüşte gibi davranmalıymışım. Yani SAHTE olmalıymışım. Çünkü esnafmışım. Esnaflık SAHTEKARLIK değildir efendiler. Müşteriye elindeki malı/hizmeti uygun şekilde satabilme yeteneğidir. Bunu sahtekarlık yaparak yapmayı önerenler eğer esnaflığı bu şekilde biliyor ve yapıyorlarsa, onlar belki kendilerine göre esnaftır, ama eminim ki kendileri de aslında sahte olduklarının farkındadır. İşte bu yüzden; yani üzerine ESNAF yazılmış SAHTEKARLIKLA işim olmadığından içim ne ise dışım da o.
Afiyet Olsun.


4054 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı