Merhaba;

İlçemizdeki yerel siyasetçilerin sürekli yaladıkları, benim de sürekli eleştirdiğim bir siyasi yetersiz var Ankara'da. Aslen Ermenekli olup, kendi memleketindeki bir Belediye seçimine bile etkisi olmayan, memleketinde de sevilmeyen birisinin bizim bölgemizde yağlanıp yalanmasına irrite oluyorum yıllardır. Bu siyaset özürlü ismi zaten geri plana aldı partisi. Herhangi bir devlet görevi vermedi. Neymiş efendim? Plan bütçe komisyonu başkanıymış, efendim Türkiye Cumhuriyetinin yapacağı bütün yatırımlar ondan sorulurmuş falan filan. Bunları tabii ki kendisi söylemiyor. Buradaki yağcılarının gözünde o bir Dünya Bankası Başkanı, O bir her şeyin başkanı, O bir her şeyi bilen. Bu yağcılık elbette ki kara kaş kara göz için yapılmıyor. Siyaseten yükselme planlarını biraz üstündekileri yağlayarak gerçekleştirmeyi kendine yedirebilenlerin tarzı bu. Genellikle tarzı bu olanların sonu ayakçılıktır. Bu yağlama korosu, malum şahıstan bahsederken hep “Bakanımız” diye söyler ve yazarlar. Şahıs hiçbir şeyin bakanı değildir. Şahsın İktidar partisi vekili olduğu için getirildiği pasif görev dışında bir titri yoktur. Bu görev de mutemetlik seviyesindedir. Buna rağmen “bakanım bakanım” diye yıkama/yağlama yapanların açıklaması “eskiden” bakanlık yapmış olduğu şeklindedir. AK Parti hükümetlerinin doğruları elbette çok fazladır. Ama bu tür tarihsel yanılgılar da maalesef olmuştur. Kendisinin Bakan olduğu dönemde hiç yerine getirmediği vaatleri ve Yeni Hastane ile ilgili bir vatandaşı azarlaması dışında kayda değer hiçbir şey olmamıştır. Bunun dışında bir yakınını bilmem ne daire başkanı yapmış olması elbette kabile çapında bir başarıdır. Bu bilmem ne daire başkanlarının hiçbir iş yapmadığı, devlet sisteminde bu kademe olmasa da işlerin aksamadığı bilinirken, bürokrasi artığı bu katmanı devlet mekanizmasından kaldırmak elzemdir. İşte bu başarılı eski bakan kişisinin maalesef ki bakanlık yaptığı birimlerden biri Ulaştırma Bakanlığı idi sevgili okurlar. Bu süre içinde Ermenek kırsalına o kadar fazla ve gereksiz harcamalar yaptı ki, Mersin vekili değil, Ermenek'in fahri Cumhurbaşkanı sandık kendisini. Bize ise Mut-Karaman arasındaki yolu bile çok gördü. Mut-Silifke arası yine aynı şekilde. Bu kişiden Silifkelisi de Erdemlilisi de memnun değil. Ama gelin görün ki hiçbir iş yapmayan, bizim yani oy aldığı bölgeye/bölgemize hiçbir artısı olmamış birini, kişiliksiz siyasi yükselme planı olanlar hala yalıyor, hala yıkıyor. Bu şahsın bakanlığı döneminde yol yapımı bitirilemediği gibi, Başta Şoförler odasının resmi başvurusu da olmasına rağmen “kaçış rampası” bile yapılmadı. Bu sözünü ettiğimiz rampa; ilçemiz ile Sertavul yaylamız arasında, Burunköy yakınlarında ve Mut'a geliş yönünde, başta yolun acemisi ya da yabancısı gibi nedenler olmak üzere, iniş istikametinde fazla hızlanan araçlar için son çare olacaktı. Genellikle ağır vasıta tabir edilen araçların bu bölgede fren sistemlerinin de işlevsiz kalması nedeniyle kazalar olmakta ve canlar yitip gitmektedir. Normalde en sağlıklı insanı bile baş döndüren virajlı yolu nedeni ile kusmak zorunda bırakan Ermenek yollarını hava alanı pisti kıvamına getiren, sözde bizim vekilimiz ve bazılarının yalamaya doyamadığı ”bakanımız” bize bir tane kaçış rampası yaptırmamış, Ülkenin tüm kaynakları elindeyken de bu rampa için bir kuruş aktarmamıştır.

Dün sabah Asker sevkiyatı yapan sivil plakalı otobüslerden oluşan bir konvoy bu istikamette ilçemize doğru inerken Otobüslerden birinin fren tertibatı devre dışı kalınca yine kaza oldu. Yine canlar yitip gitti. Yine evlere, ocaklara, yüreklere ateşler düştü. Gerçekten BAKAN olan Hulusi Akar ve Kara kuvvetleri Komutanı buradaydı. Asker bilerek pusuya düşürülürken golf oynamayı sürdüren şerefsizlere inat bugün ordumuz ve sorumlu bakanımız sorumluluk bilinci ile acının tam ortasına gelip DEVLETİN vatandaşının yanında olduğunu gösterdiler. Bu elbette ki hafifletmez acıları. Ateş düştüğü yeri yakar elbette. Ama tepki veriş biçimi ile eskisinden çok farklı bir devletimiz var. Peki kim yoktu dersiniz? Yapılmayan rampanın sorumluluğunu alıp, gelmese bile istifa etme büyüklüğü gösterecek olan, ama yağdan vıcık vıcık olmuş suretiyle bir açıklama bile yapmayan birisi yoktu. Gerekte yoktu zaten. Devletin hiçbir biriminde ona gerek olmadığı gibi.

Şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerken bu işin SORUMLULARINA en ağır cezanın verilmesini toplum vicdanı adına talep ediyorum.

Afiyet Olsun...