Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam322
Toplam Ziyaret768419
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
DARBE TURU
17/07/2019
Merhaba;
Seçilmiş sivil yönetimi alaşağı edip, demokrasiyi askıya alan ve hepsinden önemlisi Cumhuriyet rejimini katleden darbeler neredeyse tarih kadar eskidir bizde.
Bir İttihat ve Terakki refleksi olan; ordu ve muhalefet işbirliği, hem Osmanlı döneminde hem de sonraki dönemde hep seçilmişlerin ve meclis iradesinin düşmanı olmuştur. Talat ve Enver gibi ne askerlikleri ne de devlet adamlıkları çukur seviyesini aşamayan iktidar heveslisi kifayetsiz muhterislerin başlattığı bir aculluk günümüze kadar gelebilmiştir. Darbe yap, birilerini katlet, vur ,öldür, as, idam et yönetimi ele geçir. Bu adi ve aciz yöntemin baş aktörlerinden olan Enver'in cehenneme dahi kabul edilmediğini tahmin ediyorum.
İşte bu gelenekten gelip, siyaseti tek parti, tek partiyi seçme hakkı, bu tek seçenekli işlemi de demokrasi diye yutturanların Cumhuriyeti kendi tarihlerini yazarken şöyle bir cümle ile başlarlar: ”Almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık” Yenik sayıldığımız savaş 1. Dünya Savaşıdır. Oysa aynı tarihin senaristleri, 1.Dünya Savaşı içinde bir çarpışma olan Çanakkale savunmasını kutsal bir seviyeye çıkarırlar. Buradaki çelişki, Osmanlıyı kötüleyerek 1923 tabanlı bir tarih yazmak isteyen sahtekarların, Osmanlı tarihine ait bir savaşa da sahip çıkmalarıdır. Gerçi buradaki bütün yalan dolan gayretkeşliğine rağmen bu savaşı yönetenin bir Alman olduğunu dünya tarihi kayıtlara geçmiştir. Aynı tarih, buradan bir kahraman çıkarmaya çalışanların başaktörünün de emrindeki Alayın tamamı ölürken kendisinin sağ kaldığını da yazmıştır. İşte bu facia zihniyetin sahipleri, doğal olarak kendilerini bu ülkenin sahibi ve bu halkın yöneteni olarak görürler. Günümüzde “benim oyum dağdaki çobanla bir olur mu?” çirkinliğinin sahibi de bu zihniyetin yeni nesil devamıdır.
Fethi Okyar'a parti kurmasını söyleyip, daha sonra halkın bu partiye akın akın katılmasından hoşlanmayarak, bu yeni partiyi kapatan yine aynı kişidir. Örnekten anlaşılacağı üzere İttihatçı geleneğin ve o facia zihniyetin sahibi iktidarını seçimle devretme ihtimalinden korkmuş, bana göre darbe tarihimizin ilk POSTMODERN darbesini yapmış, parti kapatmış bir despottur. Kimilerine göre ise cumhuriyet kurulunca demokrasi de gelmişmiş. Bunu da o getirmişmiş. Bana göre saltanatın kaldırıldığı da külliyen yalandır. Sadece saltanatın ismini değiştirip kendi saltanatını kurmuştur.
Onların yüzünden yenildik dediğimiz Almanlar 20 yıl içinde ayağa kalkıp yeniden tüm dünya ile savaşa girerken, biz heykeller yapıp, Mussolini ve Hitlere aşık bir sağıra “milli şef” ünvanı vermekle meşgul olmuşuz. Almanlar yine yenilince milli şef için kıvıracak alan kalmamış, NATO ve BM baskısı ile çok partili siyasete geçmek zorunda kalmıştır. İşte o günden beri seçim adı altında yaptığı komedi sona eren ve hiçbir seçimi kazanamayan malum fırka ve kemikleşmiş kitlesi halka düşman olmuştur. Halkın seçimine düşman olmuştur. Halkın seçtiklerine düşman olmuştur. Her şey sandık demek değildir diyerek Demokrasiye de düşman olmuştur. Bu düşmanlığın doğal sonucu olarakta postal yalayıcı olmuştur. Sürekli orduyu göreve çağıran çirkin bir profil olarak kendisinden başka her şeyi kötüleyen siyasi bir ucubeye dönüşmüştür. İşte bu çağrılar sonucunda bu ülkenin yüz karası bir darbe ve sonrasında da dünyaya rezil olduğumuz sözde yargılamalar sonucu ülkemiz geriye gitmiştir. Bu geriye gidişi alkışlayan ise zaten gerici olan ve geride kalan yılları özleyen sözde halk fırkası ve taraftarları olmuştur.1960 geride kalınca 1970 yılının 12 Martında da yine asker işe bulaşmıştır. Her defasında halkın seçimi asker marifetiyle iktidardan indirilip ,tekrar seçime gidildiğinde halk yine bu nefret fırkasına yüz vermemiştir.1980 eylülündeki darbe sağ-sol ayırmadan herkesi biçtikten sonra, tencere-tava ile alkış tutacakları bir darbe için 1997 yılının 28 şubatına kadar beklemek zorunda kalan kitle o dönem epeyce heyecanlanmıştı ama kısa sürede yine hüsrana uğradılar. Çevik Bir denen asker 28 Şubat 1000 yıl sürecek dedi, ama 5 yıl sürdü. Bu tarihten sonra bu zehirlenmiş bilincin sahipleri yine yıllarca darbe beklediler. Ve 2016 yılının 15 Temmuz akşamı perelerinin arkasından tankları alkışlamaya hazırlandılar. Her şey çok iyi gidiyordu. Yıllarca “irtica geliyor” “şeriat getirecek” beyin yıkıyor, rejim düşmanı diye eleştirdikleri ,hoca kılığına girmiş bir hain vardı darbe girişiminin başında. Hemen tüm sözlerini yalayıp yuttular ve devletin karşısına, seçilmiş yöneticilerin karşısına geçip; yıllarca karşı olduklarını söyledikleri hainin yanında saf tuttular. İktidar olamamak ve bunun sürgit devamı psikolojilerini perişan etmişti. Önceleri “iktidar ben olmalıyım” diyen zihniyet, şimdi halk olmasın da kim olursa olsun rezilliğine kadar gerilemişti. O gece olup bitenleri TV karşısında izleyen fırkanın lideri bu olup bitenlere TİYATRO ve KONTROLLÜ DARBE kavramları ile kendi seviyesine yakın yorumlar getirdi. Aynı lider terör uzantısı bir parti mensubunun cezaevinde olmasına karşı çıkmak için ise 500 km yürüdü. Düşünün ;ülkenin kurucu liderinin partisi olduğunuzu söyleyeceksiniz .Ülkeniz tehlikedeyken kılınızı bile kıpırdatmadan TV izleyeceksiniz. Terör örgütüne ve örgüt liderine yakınlığını “onun heykelini dikeceğini” söyleyecek kadar açık eden bir zararlı için Ankara –İstanbul arasını yürüyeceksiniz. Sonra da 15 TEMMUZ için tiyatro diyeceksiniz. Asıl Tiyatro sizsiniz, hatta komedisiniz. Çünkü bu millet nezdinde bir kıymetiniz olsaydı 15 Temmuz da meydanlara inen halk, o zavallı yürüyüşünüzde de size eşlik ederdi. Bütün bunlardan dolayı 15 Temmuzu uzun uzun yazmaya gerek yok. O destan o gün yüce Türk Milleti tarafından silinmemek üzere tarihe yazıldı zaten. Bazı ucuz zeka sahipleri 15 Temmuzu yok saymaya cesaretleri olmadığı için “benim bayramım 23 Nisan,19 Mayıs,30 Ağustos, ve 29 Ekim” şeklinde zırvalıyorlar. Bazıları buna 18 Martı da destan olarak ekliyor. Fikrimce bu milli günleri paravan yapıp 15 Temmuzu yok saymaya çalışan subliminal fakirlerinin hepsi Fetöcüdür ve rejim düşmanıdır.
Afiyet Olsun.


2226 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı