Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam322
Toplam Ziyaret768419
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
ŞUBAT YAZISI
26/02/2020
Merhaba;
             Klasik haline gelmiş günlerden geçiyoruz yine. Belki biraz entel bir deyişle kült bir dönem filan mı deseydim acaba?Yıllardır aynı dönemde piyasa geyiğine pelesenk olmuş cümleler ortalıkta dolaşıyor.
         Piyasa ölmüş, işler iyice durmuş, memleket kötüye gidiyormuş. Ha bir de esnaf kan ağlıyormuş. Esnafın zaten normal ağladığı ne duyulmuş ne görülmüştür. Ağlarsa kan ağlar, gerisi yalan ağlar gibi edebi açıdan ziyan olmuş bir göndermeye de ayrıca zemin olur bu ağlama işi.
         Ben çocuktum, Dış Çarşı'da dükkanımız vardı. Kışlar o zaman daha sert geçerdi. Dükkanların sadece birkaç tanesinde; o da eğer kuyumcu ise, kapı üzerine yerleştirilen korkunç gürültü ile çalışan klimalardan vardı. Bazı dükkanlar teneke sobalar ile ısıtılır, sobaya tahta, kağıt, gazete, mukavva, yani yanabilecek ne varsa atılırdı. Çok soğuk olduğu için yollardaki su birikintileri, arklar ve dahi Çınaraltı'nın küçük havuzlar kısmen donardı. Ayak parmaklarımız ısınmak bilmezdi. Bizim dükkanda ise Katalitik dediğimiz sobanın atası olan, LPG ile çalışan önüne yaklaştığınız zaman ısınabildiğiniz bir soba türü vardı. Gerçi şimdi katalitik bile tarih oldu.
        İşte ta o dönemde bile yılın bu günleri başta sözünü ettiğim klasik söylemlere sahne olurdu. O zamanlarda bu işi sürekli değişen hükümetlere yüklerdi insanlar. Demirel başta ise Ecevit, Ecevit başta ise Demirel bu danışıklı dövüşün saldıran kişisi olur, olan biten her şeyden hükümeti ve başındaki kişiyi sorumlu tutarlardı.
        Demirel çıkar mesela; ”Bu hükümetin başı bednamdır” diye bir şeyler söylerdi. Kısa süre sonra Hükümeti devralan Ecevit ise “Enkaz devraldık” diye ünleyip anlık halimizden dolayı önceki hükümeti sorumlu tutardı. Bu ikisinin yanına zaman zaman Erbakan Hoca gelirdi. Veya azınlık hükümeti gibi bir şey kurulacağında Erbakan dışarıdan destek verirdi. O zamanlar önemli bir siyasi figür olan Erbakan ise ”Ağır Sanayi Hamlesi” diye bir şeyden bahsederdi. Bu jargonu oluşturan üç kelime ayrı ayrı düşünülse; evet ağır sanayi, hamle kelimeleri birer anlama sahipti. Ama yan yana geldiklerinde oluşan cümle bir şey ifade etmiyordu. Tıpkı Ecevit'in Köykent söylemi gibi. Toprak işleyenin, su kullananın şeklinde bir zırva da Ecevit'in cehaletinden damlalar olarak meydanlara dökülmüştür. Bu akıldan yoksun zevzeklik, yıllarca insanların zilliyet denilen bir saçmalıkla uğraşmasının önünü açmıştır. Gücü yeten gelip bir yere çökecek, mazlum o zorbayı oradan çıkaramayacak. Dava açtığında ise karşısına “burayı 20 küsur yıldır filanca ekip biçiyor veya burada oturuyor” diye zilliyet engeli çıkarılacak. Kelime anlamı bile zorbalık çağrışımları yapan zilliyet ki; ”tapulu veya tapusuz bir yere hakim olma durumu” olarak açılır. İşte bu saçmalıkta güya dürüst lider tarafından Başbakan konumundayken desteklenmiştir. Demirel'den ayrıca bahsetmeye hiç gerek yok. Dünyanın en kaypak politikacısıdır. Hiç bir zaman ne siyasetçi ne de demokrat olamamıştır. Dara geldiğinde şapkasını alıp gitmiştir. 12 Eylül sonrası yasaklandıktan sonra çok mücadele edip yasağını kaldırmış ve siyasi ihtirasları uğruna ülkenin 10 yılını heba etmiştir. Daha sonra CB olmuş, ama hiç demokrat olamamış, 28 Şubat'ta Çevik Bir ile birlikte hareket edip darbeye karşı duramamış bir kaypak olarak mesaisini tamamlamıştır. Şahsen, 1990'da Demirel'in siyasetçi olmadığını idrak etmiştim. Bu çokta önemli değildi. Ama 1997'de demokrat olmadığını da idrak edince hayal kırıklığı yaşamıştım.
          Neyse konu biraz dağıldıysa da geçmişte kalan yılların bu zamanlarına bir gezinti yapmış olduk. Evet; geçen yıl kazanılan paranın bitmek üzere olduğu ve bu yıl eriğin çıkmak üzere olduğu zaman dilimindeyiz. Bu her yıl olur, yeni bir şey değil. Erik ucunu gösterince piyasa, esnaf ağlamak özneli muhabbetler rafa kalkacak. Ama seneye bu zamanlar yine aynısı olacak. Dediğim gibi ben çocuktum, bu muhabbet vardı, ben kocadım yine var. Ömür biter bu muhabbet bitmez. Çok önemli değil. Sağlığınız yerinde olsun yeter. Hepsi olup olup gider.
Afiyet Olsun…


1816 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı