Fransızca kökenli “Nepotizm” kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Akrabaları ve arkadaşları/yakınları kayırmak” şeklinde anlatılır. Dilimizdeki “Torpil yapmak” tabiri de yakın/benzer bir anlam taşır.

Kamuda uzun yıllar yöneticilik yaptığımdan, belli kurallar dahilinde tanıdık/bildik insanlarla çalışma isteğini anlarım. Buradaki temel prensip işe alınacak/çalışılacak kişi/kişilerin, yapılacak işe uygunluk, yetkinlik ve tecrübeli olmak gibi hususlardır. Tam karşılığı, ehliyet ve liyakattir. Ehliyet ve liyakatı bulunan kişiler arasından kendinize yakın olanlarla çalışmayı tercih edebilmek yöneticinin hakkıdır, bunu da anlarım.

İktidarın, esas itibariyle sayın Cumhurbaşkanının “bizden olsun, isterse çamurdan olsun” bakış açısıyla önüne gelen hemşerisini, partiden referanslısını, akrabayı, dostu ahbabı çeşitli kurumlara ve pozisyonlara ataması sebebiyle yaşadığımız sıkıntılar bini aşmış durumdadır.

 “Rize'ye Bağlanalım” başlıklı yazımda belirttiğim üzere tüm kurumların üst yönetimleri başta hemşerileri olmak üzere tarif ettiğim adamlarla doldurulmuş durumda hatta üçer beşer makamlar tahsis edilmekte. Özel sektördeki emsaline göre maaş veremediği kritik pozisyonlardaki kişilere delikanlı gibi özel düzenleme yapmak yerine, üçer beşer makam verilmesi de inanılmaz tepki çekmekte, farkında değil arkadaşlar.

Başlıkta olduğu gibi, kötü kumaştan iyi elbise çıkmaz, malzeme iyi değil. Kot kumaşından iyi takım elbise, takım elbise kumaşından iş elbisesi yapılmaz, yapılırsa böyle olur.

Son olarak Orman yangınlarında üst yönetimin beceriksizlik ve basiretsizliğinin, alt kadroların tüm gayretine rağmen yaşananları düşünün. Ekonomideki yaşadığımız sıkıntıları, gelişen olaylar karşısında reaksiyon verilememesi, hazırlığın bulunmaması, dakikaların önemli olduğu bir dünyada yapılan işlerin günler, haftalar sonrasında gerçekleşebilmesi konularında pek çok örnekler yazdım.

Tarihin gördüğü en zayıf Tarım Orman Bakanlarından biriyle çalışma ısrarından tutun, genel olarak tüm devlet işlerindeki acziyetin tamamının sebebi nepotizm, kayırmacılık.

Ehliyet ve liyakata değer vermeden, “emaneti ehline vermeden” başımıza daha neler gelebileceğini düşünmek istemiyorum.

Kendi tâbirleriyle ifade edelim; Yaptıklarınız “Gayretullaha dokundu, neye eliniz atsanız elinizde kalıyor” kardeşle. Bundan sonra mesele bu iktidarın süresinin bitip bitmeyeceği değil, ne zaman biteceğidir.