Fransız edebiyatçı Louis Leclerc'e izafe edilen ve dilimize kazandırılan çok güzel bir sözümüz var; “Üslûb-ı beyân, ayniyle insandır.” Günümüz Türkçesiyle, “bir insanın konuşma şekli, kişiliğini gösterir”.

Atalarımız bu gerçeği daha somut şeylerle anlatmayı tercih etmişler; “Bal kabı bal, sirke kabı sirke sızdırır” diye.

Acizane, yıllarca yönetici ve eğitici olarak iş hayatımda ve gündelik olarak, kendimce şöyle ifade etmeyi tercih ederim; “kötü kumaştan iyi elbise çıkmaz, suç terzide değil.”

Gerek sosyal medyayı, gerekse gündelik hayattaki konuşmaları gözlemliyorum, seviye çoğu zaman o kadar yerlerde ki çok üzülüyorum, küçük yaştaki çocukları sakınmak lazım diye düşünüyorum.

Toplumun önemli kısmını yansıtan sosyal medya kirli de, siyaset temiz mi? Maalesef ağızlar çok bozuk, seviye kahvehane, sokak hatta daha da aşağıda.

Hele sosyal medyada belli partilerin amigoluğunu (şimdilerde troll diyorlar) yapan kişiler var, muhalif gördükleri isimlere/sosyal medya kullanıcılarına genellikle isim vermeden, hepsini genelleyerek ağır laflar ediyor, aşağılıyorlar.

Burada, üzülerek gözlemlediğim şey, diğer paylaşımlarında dinden, imandan, ahlâktan, “hayırlı” günler ve gecelerden bahsedip maneviyat şampiyonluğu yapan bazı kişilerin, kendilerinde karşı mahalle olarak gördükleri kişilere yönelik vatana ihanetten başlayıp ahlaksızlık iddiasına kadar varan ifadeler kullanmaları.

20-30 yıl kadar önce, karşı mahallenin o zamanki trolleri, saygısız ve kalitesiz insanlar olarak maneviyata hassas insanlara karşı benzer tavırlar gösterirlerdi ve insaf sahibi herkes buna üzülür ve karşı çıkardı.

Şu işe bakın ki, şimdi roller değişti, sövenle sövülen taraflar yer değiştirdi, insaf sahibi insanlar değişmedi, aynı tepkiyi yine duyuyoruz.

Özellikle iktidar mahallesine ait olduğunu iddia eden bu kişi ve grupların (organize oldukları iddia edilse de bilemiyorum) bu tür davranışlarla amaçlarının ne olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Karşıdakileri ikna edip kendi taraflarına mı kazanmak istiyorlar, yoksa başlarındaki yöneticilerin takdirini almak için mi öyle davranıyorlar, bilen beri gelsin.

Allah insanı iddiasından vurur diye bir söz var, hangi konuda iddialı iseniz, halk tabiriyle büyük konuşursanız, Allah sizi oradan imtihan eder, samimi misiniz yoksa değil misiniz?

Hele yönetime gelelim, bakın nasıl adil olacağız, nasıl doğru hareket edeceğiz, kimseye böyle davranmayacağız vs çok sayıda vaad işitti bu kulaklar, yazı okudu bu gözler. Bu açıdan üzülmüyor değilim.

İktidar taraftarlarının kendilerini nispet ettikleri Necip Fazıl Kısakürek'ten bir alıntı; “Pazarcı bağırır kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır antikacı bağırmaz. Çünkü sadece malı ucuz olanlar kendi reklamını yapar.”

Mübarek kitabımız Lokman Suresi 19. ayette mealen “Yürüyüşünde mütevazı ol, sesini yükseltme, unutma ki seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır” buyurulur.

Medenî şekilde herkes kendi iddiasını anlatsın, karşı tarafa saygılı davransın ve birbirimize empatiyle davranalım, diğerkâm olalım.