Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam293
Toplam Ziyaret842339
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
HASAN KURTULAN
mutludegerleme@gmail.com
ELİM YAZMAYA GİTMEDİ
20/10/2023
2015 den bu yana ekonomi, finans, bankacılıktan bahsetmeye ve finansal okuryazarlığa katkı sağlamaya çalışıyorum. Son günlerde Gazze özelindeki malum gelişmelerle bu konularda yazmak içimden gelmedi.
Finansın çalışma alanım olması sebebiyle ve ibret almak amaçlı uzun süre tarih okumaları (İslam tarihi, Türk tarihi, Dinler Tarihi, Finans tarihi vb) yaptım ve halen de yapıyorum. Tarihini iyi bilmeyen milletlerin bugünü okuyamayacaklarına ve hatta geleceğe hazırlanamayacaklarına inanırım.
Günümüze gelirsek, dünya ekonomi ve finans sisteminin ezelden beri hâkimi ve aynı zamanda başının belası “Siyonist“ Yahudilerin yaşattıklarına dur demenin zamanı çok oldu geldi de geçti. Özellikle Siyonist yazdım, çünkü düzgün bir hayat yaşamaya çalışan, diğer dinlere saygılı ve mevcut İsrail rejiminin yaptıklarını kesinlikle onaylamayan, hatta çeşitli vesilelerle protesto gösterileri yapan, mazlum Filistinlilerle dayanışma içinde çok sayıda Yahudi var. 
Ülkemizde Kanuni Sultan Süleyman zamanından bu yana yoğunlukla yaşayan (elbette daha önce de varlardı) Yahudi asıllı vatandaşlarımızın da neredeyse tamamı bu gruptadır.
Siyonizmin kökenini, 1890'larda belirledikleri hedeflerini ve –maalesef- hedeflerinin ne kadarını başardıklarını merak edenler için Victor E. Marsden'in “Siyon Liderlerinin Protokolleri” adlı kitabını okumalarını tavsiye ediyorum.
Ulusal bir din olarak kendi içine kapalı olduğundan, doğrudan İsrail (Yakup AS'ın lakabı) oğulları kavmi “Yahudi” olarak tanımlandığından o grubu kastediyorum. Siyonizmi, Yahudilik dininin IŞİD (DEAŞ), Taliban vs gibi aşırı uçlarından biri olarak görmek mümkündür ve maalesef bu anlamda halen İsrail Devletinin rejimi İslam dünyasındaki benzerleri gibi terörizmdir. Dünya devletlerinin ya da en azından zulme karşı duran namuslu insanların sesini yükseltmesi gerekir.

MAZLUMUN DİNİ SORULMAZ

400 yıl kadar vatan, yaklaşık 100 yıl önceye kadar mevcut 81 vilayetimiz gibi olan bir bölge, üstelik bir dönem kıblemiz olmuş, üç yaygın dinin de (İslam, Hristiyanlık, Yahudilik) mübarek kabul ettiği bir yerleşimden bahsediyoruz.
Çok uzun yıllardır İsrail zulmü altında yaşamaya –değil belki, ölmemeye- çalışan bir açık hava hapishanesinden bahsediyoruz. Ceza evi tecrübesi olan azdır ama biraz da olsa empati yapmak için pandemide (COVİD) birkaç hafta dışarı çıkma yasağı uygulandığını hatırlayın, nasıl sıkıldığınızı, bunaldığınızı düşünün lütfen, üstelik dışarı çıkana kurşun atıldığını, bombalama yapıldığını, rast gele ve hukuksuz şekilde insanların yargılama olmaksızın hapiste tutulduğunu… Nasıl, içiniz daraldı değil mi? Çok uzun yıllardır bunun çok daha kötüsünü yaşayan, ana babasını, evladını kaybeden, kendisi de insanlık dışı şartlarda yaşamak zorunda bırakılan, üst üste yığılmış milyonlarca insandan bahsediyoruz. Yıllardır bu şartlar altında yaşayan bir toplumdan normal davranışlar beklemek takdir edersiniz ki zordur.
Atalarımızın yaptıklarının bizim durumumuzun değerlendirilmesinde olumlu-olumsuz dikkate alınmasını ise anlamakta zorlanıyorum. Onların yaptıklarının iyi ya da kötü olması bizim davranışlarımız ya da yaşadıklarımızın sebebi ya da gerekçesi nasıl olabilir? Biz çok çalışır, işin gereğini yaparsak ona göre yaşarız, kendi yaptığımız hatalarımızın da bedelini öderiz. Atalarımızın yaptıkları İyi şeyler için atalarımızla gurur duyar ve o iyi şeyleri bugüne taşıyıp örnek alırız, hatalı davranışlarından ders alır ve bugünümüze ışık olmasını sağlarız.
HAMAS'ın yaptığı saldırının mahiyetini ve İsrail gizli servisinin (MOSSAD) bu durumu tespit edememesi gibi konulara, hem alanım olmaması hem de bence pek çok bilinemeyen/net olmayan tarafının olması sebebiyle girmeyeceğim.
Hiçbir ortak tarihimiz olmasa, hiçbir manevi ortak noktamız olmasa, yaşadığım şehir Mersin'e deniz yoluyla mesafesi Bolu'dan yakın (600 Km) olmasa, dünyanın öteki ucunda olsa da sadece insan kardeşimiz olması, mazlum durumda olması tarafımızı seçmek için yeterli olmalı.
Benim duruşum rahmetli Cemil Meriç (1916-1987) üstadın duruşudur.

“Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur”


961 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KİMLER MUTLU? - 24/09/2024
KİMLER MUTLU?
EKONOMİ NEDEN DÜZELMİYOR? - 20/09/2024
EKONOMİ NEDEN DÜZELMİYOR?
TEKRAR MERHABA - 17/09/2024
TEKRAR MERHABA
BAK ŞU ALLAH’IN İŞİNE! - 05/03/2024
BAK ŞU ALLAH’IN İŞİNE!
GEL GEL YAPIYORLAR - 02/02/2024
GEL GEL YAPIYORLAR
DEVLETİN MALI DENİZ - 23/01/2024
DEVLETİN MALI DENİZ
BATAKLIĞI KURUTMAK LAZIM - 16/01/2024
BATAKLIĞI KURUTMAK LAZIM
YOK SAYARAK PROBLEMLERİ ÇÖZEMEZSİNİZ - 05/01/2024
YOK SAYARAK PROBLEMLERİ ÇÖZEMEZSİNİZ
BU AYIP KİMİN? UTANDIM - 29/12/2023
BU AYIP KİMİN? UTANDIM
 Devamı