Eğitim hayatımdan sonra uzun yıllar bankada çalıştım, 2014 den bu yana özel sektörde tecrübe, bilgi ve birikimimi firmalarımızın hizmetine sunup sağlıklı şekilde faaliyete devam etmelerini sağlamaya çalışıyorum.

30 yılı aşan çalışma hayatım boyunca belki yüzbinlerce kişiyle, binlerce firmayla muhatap ve hemhâl oldum.

İnsan ilişkilerinde ve ticaret hayatında yanlış anlaşılmalara, hatalı kararlara yol açan bir durumun tespitini yaptım uzun yıllar önce; insanlar, her hangi bir konu ya da durumla ilgili olarak hatalı tanımlamalar yapabiliyorlar.

Örneğin, bir konudaki temennilerini (dileklerini) tahmin gibi, hatta kesin bilgi gibi aktarabiliyorlar. Üstelik bunu anlatırken, kendilerinden son derece emin tavırlar gösterebiliyorlar.

Ahkâm kestikleri konuyla ilgili her hangi bir eğitimleri, tecrübeleri, yaşanmışlıkları olmadan, sadece anlık heyecanlarla, bazen iman seviyesinde kesin konuşabiliyorlar.

Elbette, bu kendinden emin tavrı gördüğünüzde etkilenebiliyorsunuz, hatta karar alma süreçlerinde dikkate alabiliyorsunuz, sonuçta ciddi hatalara, zararlara yol açan sonuçlar ortaya çıkabiliyor.

Türk Dil Kurumu sözlüğünde bilgi “Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf” olarak, tahmin “Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak olabilecek bir şeyi, bir olayı önceden kestirme, kestirim”, temenni ise “Bir şeyin gerçekleşmesini dileme, dilek” olarak tanımlanıyor.

Bunlardan gerçeğe en yakını bilgi, kısmen yakın olabilecek olanı tahmin, muhtemelen en uzak olabilecek olanı da temennidir.

Benimle yakın çalışan arkadaşlarım bilirler, konu hakkında uzmanlığı olduğundan emin değilsem sorarım; “bu söylediğiniz şey, bilgi mi, tahmin mi yoksa temenni mi?”

Uzunca bir süredir ortalık bilgisi/eğitimi/tecrübesi olmadan ahkâm kesenlerle dolu, manipülasyonlara alet olmamak, zarar görmemek için siz dostlara da tavsiye ederim, sorun lütfen: “İddianız bilgi mi, tahmininiz mi yoksa temenniniz mi?”