Bir önceki yazım olan “Bu ayıp kimin? Utandım” başlıklı, Mut İlçemizin Sosyal ve Ekonomik Gelişmişlik Endeksindeki (SEGE) aldığı kötü sıralamaya dikkat çektiğim yazı ciddi geri dönüşlere yol açtı. Bizzat görüşerek, telefonla arayarak, çeşitli mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medyadan çok sayıda kişi bana ulaştı. Hepsi de yazdıklarıma katıldığını ve konuyla bağlantılı yazılarıma devam etmemi talep etti.

         Hemen herkes, en büyük sorumluluğun ülkemizi 22 yıldır idare eden AK Parti Hükümetinin ve dolayısıyla yereldeki yöneticilerinde (başta İlçe Başkanı ve yönetimi) olduğunu, süreçte İlçemizi yönetmiş Kaymakam ve Belediye Başkanlarının, Kurum yöneticilerinin de payı olduğu konusunda hemfikirler. Elbette 2016 yılından bu yana iktidarın diğer ortaklarının da vebali var bu durumda.

İlginç olan ise tüm bu sorumlu ekipten hiç birinin olumlu ya da olumsuz hiçbir tepki vermeyip kaba tabirle “kulaklarının üstüne yatmayı” tercih etmeleridir. Referans olarak verdiğim resmi raporlara, paylaştığım linklere, yazdığım şeylere itiraz etmelerini, kabul ediyorlarsa da özeleştiri mahiyetinde bir şeyler demelerini, lütfederlerse (!) de ilgililere ve bu satırların yazarına, “bu durumu düzeltmek için ne yapabiliriz?” diye sormalarını beklerdim.

         Gördüğüm kadarıyla sorumlu arkadaşlar-maalesef- tayin terfi işiyle uğraşmak, parti üyelerini işe yerleştirmek, gerçek ihtiyaç sahipleri yerine en çok alkışlayan ve yalakalık yapanlara en çok ulufeyi dağıtmak, bu gidişi değiştirecek makro-büyük projelerle ilgilenmek yerine yine basit ve sıradan ama çok mühim (!) işlerle uğraşmak gibi şeylerle meşguller.

Mut bunu hak ediyor mu? Bunu kendimize soralım. Mut, sağlıkta ya da eğitim alanında “Şark Hizmeti” kapsamına alındı diye niye seviniyoruz, hiç düşündük mü? İnsanların görev-savar olarak bu ilçeye gelmeyi “kerhen” kabul ettikleri bir yer mi olmalı İlçemiz?

         Görev süresinin ilk ya da ikinci yeri (hadi üç olsun) olarak neden Mut'umuza Kaymakam verilir, hiç aklınıza geldi mi? Devletin en yüksek temsilcisi Kaymakamımız neden tecrübeli bir isim olmaz? Gelen Kaymakamımız doğru düzgün ilçeyi tanıyamadan neden 6 ay bir yıl durup sonra gider? Mut, tarihi 4-5 bin yıla dayanan kadim bir yerleşimdir. Bize 3-5 bin nüfuslu, sonradan zoraki ilçe yapılmış, toplama ilçelerle nasıl aynı muamele yapılır? Bunun sorumlusu bakkal Mehmet amca mı? Ben miyim? Kim?

         Mersin merkezde yaşıyorum. Buradan duyduğum şeyler, bir memleketsever olarak üzüntüden, sıkıntıdan gözlerimi yaşartıyor.

         Bir taraftan işsizlik sebebiyle Karaman'a servislerde ömür tüketen, -zaman zaman kazalarda vefat eden- yüzlerce (belki bin) hemşerimiz, bir yandan Akkuyu Nükleer Güç Santraline (NGS) çalışmaya giden yüzlerce insanımıza üzülüyorum. İş sahası açacak olan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) neden bu kadar yavaş ilerliyor, kim atılacak adımları tıkıyor? Daha hızlı olabilmesi için neler yapılabilir, üzerine kafa yorması gerekenler kim?

         Eğitim altyapısının yetersizliği, kış günü yeterli yakıtı bulunmayan okullar, uzun yıllar önce açılmış ama altyapısı, sosyal donatısı, yurt imkanları ve en önemlisi öğretim elemanlarıyla ilgi görmeyen, gittikçe körelen ve potansiyelinin çok altında katkı veren bir Meslek Yüksek Okulu gibi sebeplerden ortalaması 8.5-9 yılda kalan bir eğitim ortalamamız? Üstelik uzun yıllardır zaten sekiz yıllık eğitim, daha sonra da 12 yıllık eğitim zorunlu kılınmışken?

         Hastanemizdeki eksik makine ekipman ve donanım sebebiyle Karaman, Konya ve Mersin'i su yolu yapmış hastalarımız, yaşlılarımız. Ömrü yollarda geçmek zorunda kalan insanımız.

         Bir taraftan, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıkların yanına artık ayyuka çıkmış (uyuşturucu) madde kullanımı, köşede bucakta satılmaya, evlere servis yapılmaya başlanmış gençliğimizi yok eden hap, madde, otlar? Kısa sürede bunların kullanımından birkaç gencimiz dolaylı olarak hayatını kaybetti. Neyi bekliyoruz? Sokaklarımızda uyuşturucu krizine girmiş gençleri görünce mi aklımız başımıza gelecek? “Mut'ta olmaz, o büyük şehirlerde olur” dediğimiz ne varsa olmaya başlamış, görmüyor musunuz?

         Uzun yıllardır, “Mut, kıymeti henüz bilinmeyen bir cevherdir” diye yazdım durdum. Sitemizdeki yazılarımdan görebilirsiniz. Belli oranda dış sermaye ve dolayısıyla iş yapma kültürü (know-how) gelmeye başladı İlçemize ama başta kendisini Mut'un sahipleri olarak gören dar bir kesim olmak üzere, insanlara iş yaptırmamak adına ellerinden geleni yapan bir kitle var. Bu tür durumlarda, yine baştaki sorumlular yatırımcıların önüne düşmeli, destek olmalı ve topluma da doğru mesajlar vererek Mut'un önünü açmalı. Bulunduğumuz seviyeden olması gereken yere doğru çıkmalıyız.

         Rakamlar ve durum, demagoji (Türkçede mugalata, laf kalabalığı) yapmaya kesinlikle izin vermemektedir. Sorumlu siyasiler, üst yönetimdekilere ve şimdi –aday adaylığı vesilesiyle birbirlerine- yıkama/yağlama yapmakla meşguller maalesef.

         Buradan sesleniyorum, Ey bu durumun esas sorumluları, iktidar partisinin ilçe başkanı ve yönetimi, ayrıca diğer tüm sorumlular, kalkın ve özeleştirinizi yapın, İlçemiz için harekete geçin, laf üretmeyi terk edip gerçek işinizi yapın!

Sayın eski Bakan Yardımcısı meslektaşım Mustafa Sever beye istirham ediyorum, iyi niyetli olduğunuza inanıyorum, elinizde yetki ve imkân varsa, lütfen bu gidişe dur demenin bayraktarlığını yapın. Elimden gelenin fazlasıyla yanınızda olacağımı taahhüt ediyorum.